Yılın 8. Ayının ilk günlerinde Lüleburgaz gündemi, yıllar yılı kirliliği ile bölgenin gündemindeki Ergene Nehri’nin kolu olan Lüleburgaz deresindeki balık ölümleri haberiyle sarsıldı.
Olayın öncesinde Lüleburgaz Emek ve Demokrasi Platformu’nun dereden numune aldığına dair haberleri ve açıklamaları okuyorduk.
Balık ölümleri haberi de bu çalışmanın hemen ardından geldi, önce yerel sonra da ulusal yayın organlarında yer buldu.
Yüzlerce balığın kıyıya vurduğu derede, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ile Lüleburgaz Belediyesi ekipleri su ve ölü balıklardan numuneler alıp, incelenmek için laboratuvara gönderdi. Lüleburgaz Belediyesi itfaiye ekipleri de daha sonra dereye temizlenmesi için su takviyesinde bulundu.
Geçtiğimiz yıl da Büyükkarıştıran beldesindeki Yuvalı Deresi'nde çok sayıda ölü balık olduğunu fark eden vatandaşlar durumu jandarmaya bildirmiş o zaman da ekipler numune alıp laboratuvara göndermişti.
Yine 4 yıl evvel Saranlı deresinde de balık ölümleri yaşanmış o zaman da gündem bu olayla meşgul meşgul olmuştu.
Dikkat ederseniz her balık ölümü haberini, birbirine benzer satırlardan okuyoruz.
Derede balık ölür, vatandaşlar bildirir, yetkililer gelir, numune alır, inceleme başlatılır. Peki ya sonuç? Sonrası halk için pek yoktur. Varsa bile o sırada ülkede gündemi çok yoğundur, akıbeti bilinmediği gibi olay da unutulur. Daha sonra yerel seçimler gelir, dağıtılan broşürlerde ilanlarda mutlaka bir sayfa veya birkaç satır dere ıslahına ayrılır. Şöyle temizleyeceğiz, kenarında şöyle park olacak, kuğular yüzecek, ördekler büyüyecek, boyu kol kadar yayınlar, iki karış sazanlar tutulacak.
Derenin neden kirlendiğini biliyoruz. En son koronavirüs tedbirleri süreci yaşanırken, derenin temizlendiği haberini okuyup sevinmiştik. Doğa kendini yeniliyor galiba demiştik.
Peki ya gerçek öyle mi?
Son balık ölümleri haberleri ertesinde dikkat ettim, derenin kirliliği o kadar kanıksanmış ki; insanlar derede balık öldüğüne değil, balık olduğuna şaşırır hale gelmiş. O günlerde çarşıda yürürken, iki amcanın şu diyaloğunu asla unutmayacağım.
-A be ey duydun mu bizim derede balık varmış ya?!
-Duydum beya em varmış em de ölmüş ayvancıklar…
Herkes doğa dostu, bizim derenin aşığıdır, üzerinden sürekli siyaset ve propagandalar yapılır, çözüm yöntemleri aranır durur da kimse suyun geldiği yöne doğru bir adım gitmez, gitse suçu ve suçluyu da bulacak, bizim derede balıkta kurtulacak.
