Murat mahir Altan, depremzedelerle buluştu
Yavuz Muhtar yeniden aday
Vali Ekici, jandarma personeli ile iftar yaptı
Ahmetbey köftesine coğrafi işaret almak için protokol imzalandı
Bu yazı 18 Ağustos 2020, Salı 09:11:01 tarihinde eklendi. 2712 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ VE 6284 SAYILI YASA - Doğukan Önal

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ VE 6284 SAYILI YASA

 

 Çok kıymetli hanımefendiler; Sizler ki medeniyetimizin kurucu unsurları, Müslüman Türk evladının hamurunun yoğurucusu ve kahraman Türk evladının yegane yetiştiricisisiniz. Bu gün sizin siz olmanızdan korkan ve bunu hazmedemeyen sizin kültürünüze, sizin o anaçlığınıza hasım olan bir konseyin, kendi ülkelerinde ki kadınlarını bir et parçası görmek kabilinden size de bunu enjekte ve entegre etmek isteyen Avrupa konseyinin, bir sözleşme ile kendi aile mefhumunuzu yerle bir etmeye çalışan bir zihniyetin sözcülüğünü yapmasına ve sizi bu konuda samimi duygularınızda istismar etmesine izin vermeyiniz.

Biliniz ki alemlerin sultanı iki cihan güneşimiz efendimiz Muhammed Mustafa (Sallallahu aleyhi vesellem) ‘’ sizin en hayırlınız kadınlara en iyi davrananızdır’’ buyurmuştur. Yine iki cihan güneşimiz veda hutbesinde ‘’ kadınlar size Allahın emanetidir’’ diyerek bizlere büyük bir sorumluluk yüklemiştir. Cahiliye döneminde kız bebekleri diri diri gömülür iken efendimiz onları İslam’ın merhamet ve adaleti ile korumuş kadınlara keyfi yapılan her türlü saygısızlık ve şiddet eğilimini kati suret ile reddetmiş ve Müslüman erkekleri bundan men etmiştir.

Neden efendim neden? Benim medeniyetimde kadın baş tacı olmuşken Avrupa parlamentosunun içimize çatal dilli bir yılan gibi soktuğu  bu kahrolası paçavra neden? Avrupa kim? Bunlar değilmiydi dışkılarını ektikleri çiçeklerin dibine yapan pislik yuvası barbar köpekler? Bunlar değimliydi benim bacıma kurtuluş savaşında tecavüz eden, taciz eden, öldüren, saldıran, şerefsiz ahlaksızlar? 

Kıymetli okurlarım,

18 yaşında bir kardeşim var Allah uzun hayırlı ömürler versin, birde gönlümün tahtında oturan sevdiğim. Hayatımda karşılaşmak istediğim en son şey onların saç tellerinin zerresine zarar gelmesi. İnanın şu sözleşme benim bacıma ve sevdiğime gramın azında bir fayda sağlasa bu gün çıkar bunu en başta sokak sokak gezer ben dağıtırım, ama yok! Bu ailelerimizin içine girmiş bir tnt bombası gibi. Türk milletinin aile yapısına dinamit koyan bir paçavra!

Örnek kabilinden bir misal zikredeyim de İstanbul sözleşmesinin kılıcı olan 6284 yasalı bu aile vatanını işgal etme projesi ile ilgili;

Yüce Rabbbimiz mukaddes kitabında ‘’ Eğer karı kocanın aralarının açılmasından korkarsanız, erkeğin ailesinden bir hakem ve kadının ailesinden bir hakem gönderin. Bunlar barıştırmak isterse Allah aralarını bulur’’ ( Nisa 35) buyurmuş.Dağılmaya yüz tutan bir yuva da arabulucuğu bir can simidi gibi belirten ve yuvanın bu şekilde kurtulacağını belirtilen inancımız bizzat Rabbimizin kelamı ile çözümlerin en büyüğünü ortaya koymuştur.   Hukuk sistemimizde tam 48 ayrı adli ve adi suç için uygulama açtığı arabuluculuk müessesesi 6284 sayılı yasa tarafından arabuluculuğun eşler arasında yapılmasını yasaklamaktadır. Yani Allahın arası bozulmaya meyleden iki eş arasında arabulucu olun kelamını yok sayan ve eşler arasında bir arabuluculuğa imkan vermeyen bu yasa aile mefhumunu bu muvacehe de tam belinin ortasından bükmüştür. Kadının bir öfke ile ettiği şikayeti geri almasını dahi yasaklayan bu yasa ufacık yaşlarında annesi babası ayrılmak zorunda kalan çocukların gözyaşlarının sorumlusu mudur değil midir ona vicdanınız ile sizler karar veriniz.

İstanbul sözleşmesi referans alınarak çıkarılan 6284 sayılı yasa hesapta kadınları koruyan bir şovalye gibi belli feminist grupların çığırtkanlığında bir kurtuluş reçetesi gibi zikredilir iken bu yasa uygulamaya girdi gireli Türkiye’de kadına şiddet tam beş kat arttı. Tedbir kararlarını duruşmasız, belgesiz ve ispatsız verdiren 6284 sayılı yasaya dayanarak tam 553.463 erkeğe evinden uzaklaştırma cezası verildi. Artık ülkemizde koca figürü arabasının içinde yatan ama evi yurdu ailesi olan bir hüviyet kazandı. Üstelik uzaklaştırma süresi Avrupa’da 3 ay iken Türkiye’de 7 ay olarak uygulanıyor. Belki de o süre içerisinde hanımefendinin kocasına olan öfkesi azalıyor ama bu yasa o erkeğe evine gitme imkanı tanımıyor. Şimdi hanımefendilerin vicdanına sesleniyorum; Bu 600.000’e yaklaşan erkek sayısı 7 ay sonra eve dönse siz ona eskisi gibi bakar mısınız ? O size eskisi gibi bakar mı? 7 ay babasından ayrı yaşayan bir çocuğun ruh halini tasavvur ediniz ve muhakemenizi ona göre yapınız. Çocuk için rol model saçı sakalına karışmış, arabanın içinde perişan bir şekilde uyuyan baba rol modeli mi olmalı? Yoksa annesi ile babası tartışsa bile aile büyüklerinin arabulucu olması ile tekrar eski huzuru kazanan ve evine mutlu bir şekilde gelip hanımı ile mutlu olan bir baba mı olmalı?

Toplumsal cinsiyet eşitliği nedir? Bir kadının bir erkek ile eşit şartlarda yaşaması ise Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan beri bir kadın erkek ile aynı haklara sahip olmasına rağmen böyle bir kavramın arkasında ki tuzağı anlayabiliyor musunuz? LGBT derneklerinin bir karınca sürüsü misali gençleri devşirmeye devam ettiği bu günlerde sizlerinde bir anne, bir baba veya bir anne- baba  adayı olarak içinizi kemiren bir durum ortaya çıkmıyor mu? Bu kavram eşitlikten neyi kastediyor?

Toplumsal Cinsiyet eşitliği kavramının ardında 5.000 yıllık tarihimize suikast var, ak alınlı Anadolu çocuklarını özünden koparmak var. Çocuğu anne babaya asi etmek var. 

Yukarıda ki gerekçeler bile böylesine bir sözleşmenin hanımefendileri korumaktan ziyade Avrupa’nın tuzak köprüsü ile oluşturulmuş Türk kadınını özünden koparma, özüne düşman etme ve Türk kadınını yalnızlaştırma projesine hizmet ettiğinin yegane delili değil midir?  Müslüman Türk kadınını ancak ve ancak Müslüman Türklerin ortak paydada birleştiği Kur’anı azimüşşan korur ! 

İstanbul sözleşmesi kesinlikle hanımefendileri korumamaktadır. Ve onları bir hedef tahtası haline getirmektedir. Ve Türk aile sistemini hedef almaktadır.

Mesela CHP’li Aylin Nazlıaka hanımefendi benimde karşı olduğum bu sözleşmeyi savunmak namına dolaylı yoldan karşı olan  hanımına kızına en ufak bir saygısızlık dahi yapmayan herkesi kapsayacak şekilde tevavüzcü demiş. Bu edebe mugair açıklama için bu hanımefendiyi şiddet ile kınıyorum. Müslüman Türk kadını ABD kurulduğunda medeniyetinin 500. Yılının kutlamalarını yetiştirdikleri aslan parçaları ile beraber Müslümanlığı ve Türklüğü billurlaştırarak kutluyordu hanımefendi! Batı mukallitliği uğruna sizin bu gereksiz ve haddini aşan açıklamalarınızın sebebi bizce malum ‘’ iktidara nasıl kan kaybettiririz de nasıl aralarına fitne sokarız ‘’ düşüncesi ile İstanbul sözleşmesine muhalif olan  zümreleri genelleyerek  tecavüzcü demeniz sizin kendi ayıbınızı ve üslup kalitenizi ortaya koyarken partiniz ile anadolunun arasına çok kalın bir duvar daha ördünüz! Aylin hanım bilmelidir ki; Yukarıda ki 600.000 erkek içerisinde olur ya haksız bir şekilde ailesinden uzaklaştırılmış bir CHP’li var ise samimi olarak söylüyorum aile çatısının çökmesine benim canım en az onun kadar o CHP’li kadar  yanar! 

CHP’nin Sn. Kadın kolları genel başkanı hanımefendi merak ediyorum aynı tepkiyi HDP’li vekilin tecavüz olayında neden vermediniz? Neden çıkıp bu adam idam edilmeli demediniz ?  Olaya ideolojik bakıyorsanız dile getiriniz, femi-faşist bir tavır ile bakıyorsanız dile getiriniz, yok iddanız da samimi iseniz, geliniz meclise, kadınlara karşı işlenecek tecavüz, cinayet v.b kabul edilmez suçlar için idam teklifi veriniz, bizde evet bu hanımefendi samimi diyelim! Ve destek verelim.

Değerli okurlarım, bir can simidi gibi sunulan bu sözleşme menşei itibari ile batı damgalıdır. Avrupa da kadına şiddetin haddi hesabı yok! Bu sözleşmenin sizlerin şahsında milletimize bir faydası olmadığı anlaşılmıştır. Umarım yukarıdaki veriler ile olayın vehametini biraz olsun anlatabilmişimdir. Ben hanımefendileri temeli İslam olan bir Türk tipi koruma kalkanı ile koruyabileceğimize inanan ve televizyonda bir kadın cinayeti gördüğüm zaman ‘’Allahım kardeşimi, sevdiğimi koru’’ diyerek bu tür suçların faiilerini cesetlerinde sinekler birikene kadar Sultanahmet meydanında asılmasını isteyen biriyim! 

Sn. Cumhurbaşkanımızın Sözleşme üzerine nas değil çekilebiliriz ve ailenin dibine dinamit koyan hiçbir şeye izin vermeyiz şeklinde açıklamalarına büyük destek veriyorum. Numan Kurtulmuş bey’in de bu minvalde açıklaması bizleri memnun etmiştir.

İstirham ve dileğimiz, Türk aile yapısının dibine dinamit konmadan, Hanımefendilerin korunması temelinde İslam’a aykırı bir madde belirlenmeyecek ve kadına karşı şiddeti en ağır şekilde cezalandıracak bir Türk tipi yasanın yürürlüğe konmasıdır. 

Yukarıda ki veriler bu sözleşmenin işe yaramadığının en bariz göstergesidir.

İnşallah Türkiye’de kadın cinayeti haberleri ile bir güne daha gözümüzü açmayız.

Aslına bakıldığı vakit ise kadın cinayetlerinin yegane çözümü bellidir;

Bila kaydu şart;

İDAM! İDAM! İDAM ! 

Saygı ve hürmet ile. 

 

Yazdır Paylaş
Diğer Doğukan Önal Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek