33’üncü 23 Nisan Uluslararası Çocuk Şenliği başladı
Çatı yangını 3 saatte söndürüldü
Selami Tezcan’dan basın açıklaması
Kaymakam Yüce’den 23 Nisan mesajı
Bu yazı 07 Ağustos 2020, Cuma 09:34:49 tarihinde eklendi. 2157 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

BİR MİLLETİN KENDİNE YABANCILAŞMASI - Ahmet Bostancı

BİR MİLLETİN KENDİNE YABANCILAŞMASI

 

Çarşıda gezerken insan hayret ediyor. Birçok işyerinin tabelası İngilizce yazılmış. Bu millet neden kendi diline, kültürüne yabancılaşıyor?. Bu hal aşağılık duygusunun bir göstergesi mi?. İşyerinin tabelası başka bir dilde yazınca sınıf mı atlıyor?. İnsan başkasını taklit etmeye kalkınca, yüzde yüz başkası olamaz. Ama kendi de kalamaz, benliğini kaybeder. Arada kimliksiz, kişiliksiz olur. “İnanıyorsanız üstünsünüz.”  Buyuruyor yüce Mevla… Yerli ve milli olmalı, kendine güvenmeli insan. “Çanakkale (İngiliz’e, Fransız’a) geçilmez.” dedik. Şimdi gönüllü olarak buyur ediyoruz. Diline, örfüne yol veriyoruz. “Düşmanına benzeyen ona yenilmiş demektir.” Der büyüklerimiz.

Günümüzde savaş şekilleri değişti. Toprak işgalinden çok beyin işgaline önem veriliyor. Bosnalı lider Aliya İzzet Begoviç: “Savaş ölünce değil, düşmana benzeyince kaybedilir. Siz siz olun zalimle mücadele ederken ona benzemeyin.” Diyor. Fransızların önemli askeri ve devlet adamı Charles de Gaulle (Şarl de Gol): “Fransızca konuşanın bir miktar Fransız gibi düşüneceğinden eminim” der. Yani lisanın da kültür emperyalizmi için bir vasıta olabileceğine işaret ediyor.

Karamanoğlu Mehmet Bey asırlar öncesinden: “Bu günden sonra, divanda, dergâhta, mecliste, meydanda… Türkçe’ den başka dil konuşulmaya…” diye emir vermiştir. Çünkü dil kültürleri, nesiller arası taşıyıcı araçtır. Geçmişi olmayan milletlerin geleceği de yoktur. Dil hayat kaynağı ve var olma göstergesidir. Dil bir milletin kimlik kartıdır. Milli edebiyat milli dil ile oluşur. Vatan, bayrak, dil, din, mukaddesat… milleti millet yapan unsurlardır.

Doğu bölgelerimizde vatandaşlarımıza bir dönem ana dilde konuşmak, yazmak, şarkı söylemek yasak edildi. Böyle bir yasağın yanlış olduğunu ifade etmek isterim. Her insan ana dilini rahatça konuşmalı, şarkısını, türküsünü söylemeli. Şükür ki bu yanlışlardan vaz geçildi. Ne yazık ki başta İngilizce ve diğer dillerin kültürümüze girmesi konusunda aynı hassasiyet gösterilmedi. Bu duyarsızlık farkında olmadan bizi yavaş yavaş kültür ve yaşayış olarak kendimizden uzaklaştırıyor. Ama ne yazık ki bu olumsuz gidişatın düzelmesi için kimse bir şey  yapmıyor.

Rent a car:  araba kiralama, Car wash:  araba yıkama, Distribitör: bayi, temsilci, Showroom: teşhir salonu, bye bye:  güle güle, bodyguard: koruma… gibi yüzlerce İngilizce kelimeler artık günlük hayatımıza girdi. Bunların Türkçe karşılıklarını neden kullanmıyoruz.?

Hele gençler yaz aylarında üzerine giydikleri Tshirt (gömlek)lerin üzerinde neler yazıyor?.    Birçoğu soruyorsun bilmiyorlar. Yabancı bir şeylerin yazılmış olması veya yabancı resim olması tercih sebebi oluyor. Bu manzara hiç de olumlu değil.  Kendimiz olalım.

 

Yazdır Paylaş
Diğer Ahmet Bostancı Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek