NEDEN ALLAH’I GÖREMEYİZ?. - Ahmet Bostancı

 İnsan Allah’ı görmeye takat getiremez. Göz, evrendeki mevcut varlıkların çok azını görebilmektedir. İnsanın çevresinde göremediği, ancak varlığına inandığı milyonlarca varlık vardır. Melekleri, cinleri, ruhu, rüzgârı, elektriği, aklını, radyasyonu, sütün içindeki yoğurdu, çayın içindeki şekeri, çiçekteki kokuyu…  göremez. Ama bunların varlığına inanır. Allah zatıyla (sadece kendisine ait özellikler) insan için bâtındır. (Fizik ötesi- gayb, gizli) Örnek: Kıdem: Allah’ın evveli yoktur. Beka: Allah’ın sonu yoktur demek.  Allah fiilleriyle zâhirdir. (görünendir)  Örnek: Esmâül-Hüsnâ dediğimiz Allah’ın güzel isimleri ve sıfatları vardır. Allah kendini bu isimlerle anlatır. El-Alîm: Her şeyi hakkıyla bilendir. El-Hâlık: Her şeyi yaratandır. El-Musavvir: Yarattıklarına şekil verendir. Er-Rezzak: Rızıklandırandır… gibi. Mesela: İnsan elektriği göremez, ama ampulün ışığına şahit olur.

İnsanın Allah’ı görememe sebepleri:

1-İnsanın dünyadaki yaradılış kapasitesi buna müsait değildir:  Cenab-ı Hak Kur’an’da: “Gözler O'nu göremez; halbûki O, gözleri görür. O, eşyayı pekiyi bilen, her şeyden haberdar olandır.” (En’am sûresi:103) buyuruyor. Ziya Paşa’da insanın bu halini şöyle ifade ediyor.
“İdrak-i meali bu küçük akla gerekmez,
Zira bu terazi bu sıkleti çekmez!...”

2-Benzerinin ve zıddının olmaması: (Eşi benzeri yoktur) Soğuk olmasa sıcak bilinemezdi. Gece olmasa gündüz bilinemezdi. Acı olmasa tatlı bilinemezdi. Kur’an’daki ilgili ayetlerde şöyle buyruluyor:
 “ De ki: "O, Allah'tır, bir tektir. Allah Samed'dir. (Her şey O'na muhtaçtır; O, hiçbir şeye muhtaç değildir.)  O'ndan çocuk olmamıştır (Kimsenin babası değildir). Kendisi de doğmamıştır (kimsenin çocuğu değildir) Hiçbir şey O'na denk ve benzer değildir." (İhlas suresi:1-4)
“O’nun benzeri hiçbir şey yoktur. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.” (Şura suresi:11). Allah tüm tanımlamaların dışındadır. “Beni nasıl düşünürseniz, ben öyle değilim.” Buyuruyor.

3- İmtihan gereği: İnsan her haliyle dünyada imtihan olmaktadır. İmtihan olmasaydı. İnanan ile inanmayan arasında fark olmazdı. Yani Ebu Bekir ile Ebu Cehil eşit olurdu. Peki neden inanmayanlar olabiliyor?. İnsan yaradılış itibarı ile inanmaya müsaittir. Ancak bir insan hasta ise en lezzetli yemeklerden, hatta bu yemeklerin kokusundan bile hoşlaşmaz. Bilgisayarın beynine virüs girerse arızalanır. Kalbi manen hasta olan bir kişide Allah’a inanmaktan hoşlanmaz. Aslında insan tabiatı gereği bir şeylere mutlaka inanır. “İnanmıyorum” der. Ancak inanmadığına veya sahte tanrılara inanır.