Değerli okurlarım,
Şu ülkede en problemli mesele inanının tarihin bilinmemesi ve asimile olmasıdır. Ne yazık ki böyle karışık bir ortamda doğru bilgiye ulaşmak zor oluyor. Şahsım, 2012 2014 tarihleri arasında İlçemizde ki Ülkü Ocakları Eğitim Ve Kültür vakfının temsilcisiydim. Darbeyi kim yaparsa yapsın da tepkiyi koyarım, ki buna merhum Türkeş de dahil olsaydı, açık açık ‘’ şunlar şunlar yanlış, ama doğrusu böyle böyle’’ diyip yanlış olanları söyler, doğrularını savunmaya devam ederdim.
Ama Merhumun, elimdeki kaynaklarda sabit, milli birlik komitesine müdahil olmasının yegane sebebi iktidarın seçimsiz bir şekilde CHP’ye devredilmesini engellemek içindir. Bunu anlamak ve öğrenmek isteyenlere kitapta tavsiye edebilirim, hatta en kolay yoldan youtube girsinler Türkeş ve 27 mayıs röportajları yazsınlar gerçeği kendisinden dinlesinler. Türkeş diyor ki ben en başında dedim ki şayet bir idam söz konusu olacaksa bu milleti karşımıza almış oluruz, idamsız bir şekilde yargılayıp başbakanı ve diğer insanları İsviçre’ye gönderelim. Bir süre orada kalsın. İdareye el koymada ki süreç böyle başlıyor, yani Türkeş komiteye idamları engellemek ve demokrasinin az zararla devamını sağlamak için giriyor. Yetmiyor, Madanoğlu grubu Merhum Türkeş’i hapsediyor, yetmiyor, Hindistana sürgün ettirip Delhi ateşesi olarak orada kalmasını sağlıyor. Ve Türkeş milli birlik komitesinde yanlış hatırlamıyorsam 3 ay görev alıp sürgün ediliyor, Üstelik Merhum Menderes idam edilecek haberleri çıktığında Türkeş, İnönü ve Cemal Gürsel’e mektup yazıyor, yapmayın bu yanlıştır diye. Tabiri caizse çırpınıyor. Bunların hepsi tarihi vesika ve konuşmalar ile elimizde iken merhum Türkeş’e darbeci demek açık olarak iftiradır, ki kendisinin çok bilinen bir sözüdür; ‘’ en kötü demokrasi darbe’den evladır’’ der. Sıkı yönetim mahkemelerinde defalarca yargılanmıştır.
Bu sebepten ötürü sırf siyasi ikballeri uğruna MHP genel başkanı Devlet Bahçeli’nin Cumhurbaşkanı ile birlikte Demokrasi ve Özgürlükler Adasını ziyaret etmesini tarihi bir çelişki olarak görmek isteyenler önce kendi siyasi teşekküllerinin tarihine baksınlar. Ahir ömürde kul hakkı diye bir şey var, ölünün de hakkı var, yani sen okumadan, araştırmadan sırf paylaşım yapayım da beğenim artsın diye böyle bir paylaşım yaparsan vebale girersin. Tarihi siyasi Saiklerden uzak değerlendirmek lazım, ideolojik görüşlerden bağımsız irdelemek lazım, ki doğrular bilinsin.
Bu yazdıklarım muvacehesinde ülkemizin en fazla bedel ödediği dönemin darbeler dönemi olduğunu tekrar ediyorum, bu millet yaklaşık 200 yıllık tarihinde darbe denen fay hattından kurtulamadı, 2 padişah 3 başbakan feda edilebilen bir gayri meşru darbe girişimlerinden bu milleti kurtarmak elzemdir. Bunun içinde darbeler tarihini iyi araştırmak ve hakkı olana hakkı teslim etmek gerekmektedir. Bu mesele dahilinde hakkı yenen insanların başında Merhum Türkeş gelmektedir, bu vesile ile kendisini saygı ve rahmet ile anıyorum.
Merhum Menderesi de Rahmet ile anıyorum, milletimizin bir daha böyle girişimlere maruz kalmaması için 82 anayasasısın acilen değiştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Darbe anayasası ile yönetilirken dardeden şikayet etmek biraz da abesle iştigal olacaktır.
KALIN SAĞLICAKLA