Murat Mahir Altan; “SAHTE GÜLÜŞLER DEĞİL, SAMİMİYET KAZANACAK”
Trakya'da sandık kurulu başkanlarına eğitim verildi
Seçim günü alkol yasak, eğlence mekânları kapalı
Ahmet Etem Oruç; “Çocuk bakım ve kreş projesi hemen uygulanacak”
Bu yazı 15 Mayıs 2020, Cuma 08:57:54 tarihinde eklendi. 5648 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

MASKE SKANDALI HER YERDE - Özgür Kaya

MASKE SKANDALI  HER   YERDE

 

Corona virüs dünya da salgın (pandemi) haline geldiğinden bu güne uzmanlar 3 konuda uyarıda bulundular. 1- Sosyal mesafe kuralına uymak 2- Kişisel hijyeni sağlamak (temizlik) 3- Maske  dağıtımı

Sosyal mesafe ve hijyen vatandaşlar tarafından sağlanabilirken maske için kamu kurumlarının, yani hükümet ve belediyenin devreye girmesine ihtiyaç vardı. Tüm ülkeler de hükümetler bunun için seferber olurken Türkiye’de AK Parti  iktidarı hazırlıksız yakalandı. Devleti tek adam modeliyle şirket gibi yönetmeye kalkanlar toplumsal bir mesele olan maske dağıtımının altından kalkamadı ve Corona sürecinde hükümet İstanbul seçimlerinden sonra en büyük itibar kaybını yaşadı.

AK Parti  hükümeti salgının başlangıcında maske fiyatlarının 7-8 katına çıkmasına seyirci kaldı, daha sonra gelen tepkiler üzerine Maske satışlarını yasakladı, üreticilerin elindeki maskelere el konuldu. Maskeyi sadece devlet dağıtacak eczanelerden kimlik numaranızla alacaksınız dendi ancak bu da başarılamayıp daha büyük sorunlara yol açınca en son maske satışı serbest bırakıldı. AK Parti  hükümetinin salgın döneminde kendi vatandaşlarına maske bile dağıtamayıp diğer ülkelere yardım gönderiyoruz şovları devam ederken bundan sonra ne olacağını tek bir kişiden başkası bilmiyor. Aslında Corona salgını ve maske skandalları yeni sistem olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ve tek adamlık sistemini maskesini düşürmüş oldu. Tek adam yönetiminde devlet aygıtının vatandaşına maske dağıtamayacak kadar felç olduğu ortaya çıktı.

Hükümet cephesinde durum böyle iken Lüleburgaz’da belediye başkanının doktor olması salgın döneminde Lüleburgaz halkının belediyeden beklentilerini yükseltti. Ancak salgının  ilerleyen günlerinde Lüleburgaz Belediyesi’nin sosyal yardımlarda geç kalması, dezenfekte çalışmalarında yetersiz kalması ve halka maske dağıtamaması da Lüleburgazlılar da büyük bir hayal kırıklığı yarattı. Hükümet ve belediyenin yapa-ma-dıklarının sıkça konuşulduğu bu dönemde gazetelerde çıkan LÜLEBURGAZ’DA MASKE SKANDALI haberleri ise gündemin tuzu biber oldu.

Habere göre maske satışının yasak olduğu dönemde bir belediye meclis üyesi bir grup arkadaşıyla birlikte belediyenin tesislerinde maskeler üretip üzerine Atatürk imzası basarak 1 TL’lik maskeleri 20 TL den satmış ve bu satışlar da evraksız ve belgesiz yapılmıştı. Eskilerin tabiriyle Şuyuu vukuundan beter bu durumda, bir meclis üyesi kamu malını usulsüz kullanarak, evraksız ve belgesiz satış yapıp kendisine menfaat sağlamaktaydı ve belediye meclis üyesinin bu yolla zimmet ve yolsuzluğa bulaştığı ima ediliyordu. Ancak ne gariptir ki, bu haberlere rağmen bugüne kadar ne Lüleburgaz Belediyesi’nden ne de siyasi partilerden bu haberle ilgili ne bir yalanlama ne de bir açıklama gelmedi.

Bizler bu haberleri okuyunca gözlerimize inanamadık. Satılan maskelerin tıbbi hiçbir özelliğinin olmaması bir yana böyle bir salgın döneminde, Hastalıktan para kazanmaya çalışmak ahlaken yanlış olduğu gibi, bunu bir meclis üyesinin yapması ve CHP’nin yönettiği belediyenin de buna izin vermesi siyaseten de kabul edilemez bir durumdur.  Hele bir de maskelerin üzerine Atatürk imzası basılıp 20 katı fiyatına satılmasını eleştirmek için düzgün kelimeler bulmaya imkan yoktur.

Devlet yönetmeyi şirket yönetmek sananlar ve kendi vatandaşına hizmet yerine başka devletlere tıbbi yardım adı altında şov yapanlar tüm Türkiye’de maske skandalının altında kalırken benzer bir durumun Lüleburgaz’da yaşanmasına izin veremeyiz. Böyle bir durumda siyasi parti ve görüş ayırımı olmadan Tüm Lüleburgazlıların Atatürk imzasına, Lüleburgaz şehrine ve kendi belediyelerine sahip çıkması gerekir. Siyasi görüşümüz ne olursa olsun Lüleburgaz’da yaşayanlar, Lüleburgaz, belediye,  CHP, Atatürk, yolsuzluk, zimmet ve maske kelimelerinin aynı cümle içerisinde geçmesine asla müsaade etmemelidir. Bu skandalın sorumlusu olan meclis üyesi her kimse, eğer özür dileyip istifa etmiyorsa, hepimizin görevi Lüleburgaz’a ve belediyemize sahip çıkarak gereken takip, soruşturma ve disiplin işlemlerini hemen başlatıp, Atatürk’ün ismi ve imzasının kötü niyetli kişiler tarafından kullanılmasına izin vermemektir.

Kendi kapımızın önünü temiz tutmak bir tercih değil görevdir.

Selam ederim

 

Yazdır Paylaş
Diğer Özgür Kaya Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek