Vali Ekici, ziyaret ve programlarına hafta sonunda da devam etti
Satrancın şampiyonları madalyalarını aldı
Öğrenciler Başsavcı ve Savcı oldu
Bayramın keyfini doyasıya çıkardılar
Bu yazı 05 Mayıs 2020, Salı 11:02:36 tarihinde eklendi. 3358 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

3 MAYIS'IN GÖLGESİNDE DARBE TEHDİTLERİ - Doğukan Önal

3 MAYIS'IN GÖLGESİNDE DARBE TEHDİTLERİ

 

 

3 Mayıs 1944... Çoğu genç kardeşim bu tarihi bilmez belki.. Tek parti iktidarının akıl almaz insan haklarına aykırı işkence medotlarının denendiği tarih olarak tozlu sayfalarda yerini alır. Fikir ve inanç özgürlüğünün yerle yeksan edilmeye çalışıldığı tarih olan 1944 yılı bir parodinin de izlenim tarihidir. Çekilen tırnaklar, girilen tabutluklar da ödenen bedellerin bir vurgusudur 3 mayıs 1944...

Dünyada iki kutup yavaş yavaş birbiri ile soğuk savaşa tutulmaya başlamış, Sovyet Rusya ideolojisini hakim kılmak Gayesinde, ABD ise bunu engellemek.. İzolasyonist politikayı terkeden ABD emperyal güç olmak istiyor artık..

Türkiye de ise Başta Nihal Atsız ve Arkadaşları ve orduda bulunan bir kaç subay komünizm'in aleyhinde yazı yazarak, mektuplaşarak Türk milliyetçisi olduğunu beyan etmekte.. Ve aralarında Başbuğ namı ile Türk siyasetine damga vuracak bir insan.... Alparslan Türkeş...  Diyor ki Rahmetli o dönem Türkiye de hürriyet ve demokrasi yoktu, Tek parti tek şef yazıları her tarafı süslüyordu...  Hasan Ali Yücel Komünist baskısı kurmaya çalışıyor, Marksist Proflar üniversiteleri dolduruyordu, mahkeme kuruldu ve hiç olmayan bir suç isnad edildi, '' Turancılık'' halbuki bu suçu isnat edenler, aynı dönemde başbakan Şükrü Saraçoğlu' nun biz Türkçüyüz söylemini de es geçmişti... İşte parodi burada, Hükümet Türkçü ama Turancı suçlaması ile yargılanan ve işkenceye uğrayanlar mevcut.. Girilen tabutlukları ve tırnakları çekilenleri anlatmak bile istemiyorum, öğrenmek isteyenlere tavsiyem Türkeş beyin hatıralarını okunmasıdır. 

Buradan CHP' li genç kardeşlerime sesleniyorum, hepinizin ve hepimizin dünya görüşü ayrıdır, saygı duymak zorundayız, ki duyuyoruz, aynı gemideyiz, ama kardeşlerim, bu ülkenin inanın en büyük problemi muhalefet problemidir. Hiç bir sorumluluk almak yok, proje geliştirmek yok, küçük olsun benim olsun, İktidardan ne gelirse karşıyım probagandası ile bu işler yürümez, Çünkü bu direk iktidar mekanizmasını etkiler, denetlemeyen iktidarın kulakları tıkanır, eleştiri artık ona gerçekçi gelmez. Yahu her sıkıştığında '' seçimle veya başka şekilde bedel öderler'' diyen bir zihniyet bu ülkeyi yönetebilir mi Allah aşkına? Eleştirelim hükümeti tamam, ama siyasi parti içinde eleştiri olmasın mı? Her sıkıştığında askeri darbeyi kendine malzeme yapan 2020 Türkiyesinde hala bu tehditleri uygulayan bir zihniyet 1944lerde kalmalıydı... Kalmalı... 

Bu ülkenin ileri ki yılları bizim kardeşim, darbe şakşakçılığı yapan, Ve Laiklik ve benzeri kavramları kendine perde yapan bu işe yaramaz bezirganlara imkan vermemeliyiz, Sosyal pskiloji analiz yeteneğimiz sıfır, takım tutar gibi parti tutuyoruz, ve Üniversite sıralarında şimdi bile, Conte ve Durkhaeim okuyoruz, neden çünkü eleştirmeyi bilmiyoruz ve taassubumuzu yıkamıyoruz, bu ülkede ifade özgürlüğü var herkes eleştirilir, hakaret etmeden, ama eleştiriye önce tek sığınağı darbe olanlardan başlamak eleştiri kültürü açısından en önemlisi olacak diye düşünüyorum.. 

 

Sağlıcakla kalın...

 

Yazdır Paylaş
Diğer Doğukan Önal Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek