Vali Ekici, ziyaret ve programlarına hafta sonunda da devam etti
Satrancın şampiyonları madalyalarını aldı
Öğrenciler Başsavcı ve Savcı oldu
Bayramın keyfini doyasıya çıkardılar
Bu yazı 23 Nisan 2020, Perşembe 10:46:25 tarihinde eklendi. 5652 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

“Patron biziz” -

“Patron biziz”

 

Gerçek yardımsever insan parasını değil, kendisini adayan insandır.

Korona virüs salgınından sonra vatandaşın özgür iradesi ile yaptığı bağışlar neden engellenir oldu? Özellikle CHP'li belediyelerin sosyal yardımları, açtıkları kampanyalar neden bloke ediliyor? Ulusal egemenlik haftasında "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" ilkesi neden çiğneniyor? Sosyal yardımlaşma, dayanışma ve paylaşma duygusunu derinden hissettiğimiz Ramazan ayı, birbirimizi anlamamız, dilimizi değiştirmek için iyi bir fırsat.

Ulusal egemenlik haftasındayız. Hâkimiyetin tek kişiden millete geçişini kutluyoruz. Basitçe anlatalım. Devlet bizim otobüsümüzdür, sahibi biziz, yolcuyuz. Lüleburgaz’dan Ankara’ya gitmeye karar verdik. Ne yapacağız? Şoför bulmamız yani hükümet seçmemiz gerekiyor. İçimizden bazıları “ben şoförüm, beni direksiyona geçirirseniz” diye vaatlere başladı. Birisi “beni şoför yaparsanız sizi iki saatte uçurarak Ankara’ya götürürüm” dedi. Diğeri “beni seçerseniz sizi uçurmam ama sağ-selamet evinize ulaştırırım, üstelik yolda yemek ve ihtiyaç molası da veririm” dedi. Bir başkası ise “beni şoför yaparsanız namaz vakitlerinde mola veririm, kazaya bırakmanıza gerek kalmaz” dedi.

Kendi aramızda konuştuk ve bazılarımızın itirazına rağmen birisini tercih ettik. Ant içti ve direksiyona o geçti.

Lüleburgaz’dan çıkışta bir de baktık ki şoför bizi Ankara’ya değil başka bir yere götürüyor. “Şoför bey evladım”, dedi Raziye Teyzem. “Bizi Ankara’ya götüresiniz diye sizi oraya oturtmuştuk. Lütfen ya Lüleburgaz’a dönün ya da kenara çekin, durun ve direksiyonu seçeceğimiz şoföre bırakın.”

-Kes sesini! Terörist misin nesin! Madem beni seçtiniz, şimdi kesin sesinizi ve ben sizi nereye götürüyorsam oraya gideceksiniz. Ha, bu arada ben Rize’ye gidiyorum. Yolda fikrimi değiştirip Bursa’ya da çevirebilirim. İstersem şarampole de yuvarlarım. Bana yetki verdiniz. Sen de kim oluyorsun, törörüs!

-Evladım biz sana Ankara’ya götürmen şartıyla görev vermiştik. Hem, otobüs de bizim, yani patron biziz!

-Sen şoföre hakaret mi ediyon? Paralel misin sen haa…

Bir şeyler yapmaya çalışırken, başkalarının onu yıkmasından illallah dedik. Devlet, hükümet ve vatandaş ilişkisi bu durumda olan ülkelerin istikbali karanlıktır.

Büyük önder Atatürk'ün çocuklara armağan ettiği bu eşsiz bayramı evde kutlamak zorunda kalan kızanlar iyice farıdılar. Bizde yiye yiye olduk gebe tavşan gibi. Benim naçizane fikrim. “Ulusal Egemenlik ve Çocuk Yılı” ilan etmekle kalmayalım biz bu kızanlara Demokrasi eğitimi yanında devlet ile hükümet kavramlarını da anlatmalıyız. Devlet, bağımsızlık, egemenlik, Anayasaya, hukukun üstünlüğü, demokrasi, lâik Cumhuriyet ilkesi, millî dayanışma ve adalet anlayışı, insan hakları, temel hürriyetler, tarafsızlık, namus ve şeref kavramlarını hafızalarına kazıyalım. Ant içmenin ne olduğunu, bundan ne anladıklarını sormalıyız. Bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıp öyle değil mi? Dayanışarak, yardımlaşarak ve sağlıkla kalın.

Yazdır Paylaş
Diğer Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek