FELÂKETLERİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ - Ahmet Bostancı

Üç aylara çoktan girdik. Ramazana sayılı günler kaldı. Meyhaneler kapalı, kerhaneler kapalı, kumarhaneler kapalı. Eskiden gayr-ı müslimler bile mübarek günlerde saygı olsun diye bu tür mekânları kapatırdı. Şimdi Müslümanım diyende bu hassasiyet kalmadı. Virüsten dolayı son yılların en saygılı, Allah’a isyansız üç aylarını yaşıyoruz.

Bu kâinatın bir sahibi var. Anlayan anlıyor. Allah anlamayana değişik vesilelerle hatırlatıyor. Anlamamakta isrâr edenlere Yüce Kur’an da anlayacakları günün yakın olduğunu haber veriyor. “Hayır! Yakında bileceksiniz! Elbette yakında bileceksiniz!” (Tekâsür süresi:3-4)

 Yeryüzünün en değerli varlığı insandır. Allah her şeyi insan için yaratmış ve onun hizmetine sunmuştur. Ancak insanlık Allah’ı bırakıp  …izmleri putlaştırdı. Özünden uzaklaştı. Ahlâkını yitirdi. Dünyayı yaşanmaz hale çevirdi. “İnsanların işledikleri kötülükler yüzünden karada ve denizde karışıklık ortaya çıktı, düzen bozuldu. Böylece Allah, belki doğru yola dönerler diye, yaptıklarından bir kısmının kötü sonuçlarını onlara tattırıyor.” (Rum süresi:41).

 İnsan denilen varlık kendine ve çevreye saygılı olsa, dünya dediğimiz gezegen belki de cennete dönüşecek. Batıdaki anlayışlara göre insan ürettiği ve tükettiği kadar değerlidir. Oysa Allah: “Biz insanı en güzel bir şekilde yarattık.” (Tin suresi:4) Buyuruyor. İmam Gazali: “Bütün gayreti karnına giren şeyler için olan kimsenin değeri karnından çıkan kadardır.” Diyor. Öyleyse insanlığın özüne dönmesi, aç gözlülüğü bırakması, Yaradan’ı tanıması, yaradılış gayesini bilmesi, ahlâkı kuşanması, zayıfları ezmekten vaz geçmesi, insana ve tabiata saygıyı öncelemesi gerekir…  Bu tür felaketler insanlığın aklını başına alması için bir fırsattır.

Felaketler hepimize;
Tedbirli olmanın ne kadar önemli olduğunu,
Temizliğin ne kadar gerekli olduğunu,
Sağlığın ne kadar büyük bir nimet olduğunu,
İnsanın ne kadar aciz olduğunu,
Dünyanın ne kadar fani olduğunu;
Ölümün insana ne kadar yakın olduğunu,
Allah’ın’da ne kadar büyük ve Yüce olduğunu… anlatıyor.