BATININ KAYBOLAN İNSANLIĞI VE NECİP MİLLETİMİZ - Doğukan Önal

Değerli okurlar,

2011 yılından beri süregelen iç savaş neticesinde Türkiye yaklaşık 4 veya 5 milyon arasında bulunan Suriyeli ve diğer ülkelerden gelen mültecilere ev sahipliği yaptı. Bazı vatandaşlarımız göçmen politikasını beğenmemesine rağmen bu insanlara kucak açtı ve rızkını paylaştı. İşte bu millet kadirşinaslığı ile tarihe geçen bir millet hüviyetini böyle kazandı. Bir arkadaşım vardı, ara ara oturur hükümetin Suriye politikasını eleştirir, göçmenlerin Türkiye’ye yararının olmadığını hem demografik hemde ekonomik açıdan ülkemizi zora soktuğunu konuşur, bende zıttında fikir belirtirdim ve bu nebze de tartışırdık.2 Gün önce sosyal medyada gezer iken mültecilerin ülkemizde ikame etmesine muhalif olan o arkadaşımın Edirne’de Suriyeli mültecilere yardım ettiğini gösteren fotoğrafını gördüm. Tabi aradım hemen ‘’ Yahu kardeşim, sen Suriyelileri istemiyordun, şimdi Edirne’de onlara yardım ettiğini görüyorum, hayır olsun ?’’ dedim. Öyle bir cevap verdi ki böyle bir milletin evladı olduğum için şükrettim. Dedi ki;

‘’Kardeşim ben kızsam da beğenmesem de, Allah kimseyi vatansız bırakmasın, Ben Türk’üm eman dileyene yardım etmez isem olmaz’’ bende ‘’ yahu sen bu lafı edecek adam değildin ama, Allah sana bu milletin büyüklüğünü söylettirecek ya, ettin’’ diyerek ona teşekkür ettim.

İşte uğruna can feda edilesi halkımız, yahu bu millete can kurban.. Allah’a hamd olsun ki biz tarihi hüviyetimizin bir kısmını muhafaza ediyoruz henüz..  İşte bu millet hükümetinin icraatlarını beğenmese de, eleştirse de o tarihi yardımseverliğini bir mazlum gördüğü zaman yerine getiriyor..

Ya batı? Rezil bir maddeciliğin ayakucunda kimliği kapı altında geziyor. Kendilerinden başka hiç kimseyi düşünmeyen bir zillet merkezinin medeniyet diye anılması her şeyden önce tarihe hakarettir. Hissiyat ve yardımseverlikte elimize su bile dökemeyecek bu kendini dev aynasında gören sineklerin kader planında mevti tahakkuk ediyor. Onlar ve onların içimizde ki destekçileri için artık zaman diz dövme zamanıdır.  Kadınlı çocuklu mültecilere kurşun sıkan bu melanet yuvalarının insanlıktan tek bir nasibi yoktur. Onların bu zalimliği onları cehennemin dibine götürecek ve kurdukları serap imparatorluğunu başlarına yıkacaktır.

Pisliğin dik alasıdır bunlar, misalen parfüm sanayisinin batıda bu denli gelişmesinin nedeni sadece pis oldukları hasebi iledir. İşte bakın, tek bir virüs, bir tek ufacık virüs, dünyaya sözüm ona medeniyetiyle meydan okuyan avrupayı yer ile bir etti, Allahın adaleti şaşmaz, inanınız batı Türkiye merkezli doğunun var oluşu altında ezilecektir. Zulüm ve batıl payidar olmaz, Ya doğunun zalimleri ?İşte Suriye’de canlara kıyan İran, İşte Doğu Türkistanlıları kesen doğrayan bir Çin hepsi bir virüse esir oldular…

Bu milletin muhalifi, iktidarı, dindarı, seküleri, milliyetçisi, ümmetçisi, solcusu, sağcısı bir mazlum gördüğünde vicdanının sesini dinliyor ya.. Ben size söylüyorum ki inanınız bu millet eski ihtişamlı günlerine geri dönecek, Allahın izni ve keremi ile de hastalık gibi, salgın hastalık belalarından da etkilenmeyecektir. Çünkü Allah zalimi muhafaza edeni zalime düçar eder, Mazluma yardım edeni de korur kollar.

Allah milletimizin kalbinden merhameti eksik etmesin

Kalın sağlıcakla..