ŞEHİTLER TEPESİ, SURİYE VE KILIÇDAROĞLU… -

“Şehitler tepesi boş değil, biri var bekliyor… ve bir göğüs nefes almak için rüzgar bekliyor…” Arif Nihat Asya.  “Bir bayrak Rüzgar bekliyor  şiirinin birinci kıtası” Cumhurbaşkanımız bu şiiri sık sık okuyor, bazen de bu şiirden esinlenerek “Şehitler tepesi boş kalmayacak” diyor. Kılıçdaroğlu’da çok üzüntülü bir sıfatla Cumhurbaşkanımıza sitem ederek “Biz iktidara geldiğimizde şehitler tepesi boş kalacak…” diyor. Nereden başlayalım? Atatürk’ten başlayalım mı? Çanakkale’de “Ben size taarruzu değil ölmeyi emrediyorum..” dediğin de elli yedinci alayın bütün fertleri o şehitler tepesinde yerlerini almışlardı. Çanakkale savaşlarında bir gün de on sekiz bin şehit verdiğimiz oldu. Eğer o şehitler tepesi boş olsaydı bugün biz bu topraklar da yaşayamazdık. Bir vatana sahip olmak zordur, sahip olunan vatanı elde tutmak daha da zordur, o da şehitsiz olmuyor. Kılıçdaroğlu ve hinterlandı siz rahatınıza bakın. Sizin yoğun olduğunuz Şişli, Kadıköy, Bebek, Ankara Çankaya, İzmir Kordon boyu gibi yerlerden hiç şehit çıkmıyor. Bizler gerektiğinde vatanımız için şehit oluruz, sizde sonra “Cumhuriyet bizimdir” diye ahkam kesersiniz. Yahu sormadan edemeyeceğim, siz gerçekten bizim şehitlerimize üzüldünüz mü? Yoksa çok sevdiğiniz Esad’ın akıbetine mi üzüldünüz? Eğer siz gerçekten asker ve polislerimizin şehit olmalarına üzülüyorsanız İstanbul Beşiktaş stadı yanında polis servis arabasına konulan bombayla şehit olan polislerimizi hatırladınız mı? Ya Ankara Kızılay’da ve Kayseri’de askerlerimizi taşıyan servis otobüsünde patlatılan bomba ve şehitlerimizi? Ya da Bingöl yolunda terhis olan silahsız erlerimizi otobüsten indiripte şehit edilenleri daha binlercesini hatırladınız mı? Sayın Kılıçdaroğlu? Eğer bunlar seni üzüyorsa neden failleriyle yani PKK ile iş tutuyorsun? Neden kucak kucağasın? Daha da ileriye gideyim mi? Hani Dersim’de senin dedelerinin şehit ettiği köprü bekleyen askerlerimiz var ya, işte onlarda şehitler tepesindedir. Her halükarda destek olduğunun Esad’ın görünen sonu seni üzüyor bundan adım kadar eminim. “Bu halk kimden kaçıyor” diye bir defa bile söylemediniz. Koca bir devletin halkı bir kişiden kaçıyor, sizde o caniyi destekliyorsunuz. Cumhurbaşkanımızın son sözleri çok anlamlıydı “Bizi oraya Suriye halkı davet etti, onlar çık demeden çıkmayacağız.. Esad diye birini tanımıyoruz, muhatabımız Suriye halkıdır…” Bende diyorum ki, madem ki “Eğer toprak uğrunda ölen varsa vatandır…” İşte öldük. O topraklar da bizim kanımız var. Şeyh Edebalı ne diyordu? “Toprağa su katarsan balçık olur, kan katarsan VATAN olur…” İdlip’liler mitink ve yürüyüşler yapıyorlardı. Ellerin de Türk bayrakları ve şehit askerlerimizin isimleri ve de afişler “ESKİDEN DİN KARDEŞİYDİK ŞİMDİ HEM DİN HEMDE KAN KARDEŞİYİZ” Suriye’de Esad tek başına Rus ve İran askerleri tutuyor. Eğer İran ve Ruslar olmasın kendi halkı onu Tükürüğüyle boğacak. Ordumuz bir kere silahı eline aldı inşallah Allah o fitne yuvasını dağıtmadan durmaz.

Saygılarımla