Murat mahir Altan, depremzedelerle buluştu
Yavuz Muhtar yeniden aday
Vali Ekici, jandarma personeli ile iftar yaptı
Ahmetbey köftesine coğrafi işaret almak için protokol imzalandı
Bu yazı 24 Ocak 2020, Cuma 11:51:39 tarihinde eklendi. 1995 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

BAHÇELİ VE BAYKAL’IN VATANPERVERLİK ÇİZGİSİ -

BAHÇELİ VE BAYKAL’IN VATANPERVERLİK ÇİZGİSİ

 

1980 darbesi öncesinde bende Lüleburgaz’da MHP İlçe başkanlığı yaptım. Genel Başkanımız Alparslan Türkeş idi. O yıllar da sık sık seçimler olur ve koalisyonlar kurulurdu. Her seçim öncesi ve sonrası genel başkanımız bizi istişare ve değerlendirme toplantısına çağırırdı. Böylesi toplantılar da merhum Türkeş her ilden bir kişinin konuşmasına müsaade eder, usanmadan bizi dinlerdi. İllerden gelenler genellikle Adalet ve Selamet Partilerinden şikayetçi olurlardı. (Bize şunu dediler, bunu yaptılar gibi.) en son genel başkanımız (Başbuğumuz) söz alır ve şunları söylerdi. “Arkadaşlar, bizim Adalet Parti, Selamet Parti diye bir rakibimiz yoktur. Bizim her alandaki rakibimiz komünistler, bölücüler ce CHP’dir. Zaten komünistlerinde, bölücülerinde yuvası CHP’dir. Akıllarınızı karıştırmayın, hedefi şaşırmayın. Rakibimiz CHP’dir unutmayın” Alparslan Türkeş meğer ne kadar haklıymış. Nitekim 1980 darbesinden sonra Bülent Ecevit’te CHP’nin o belalı yapısını gördüğü için partiden istifa etti de, CHP’lilerin “gel yeniden genel başkanımız ol” diye yalvarmalarına rağmen, dönmedi, gitti kendi partisini kurdu. Devlet Bahçeli’de CHP’nin yanlışlarını (hadi ihanetlerini demeyeyim) gördüğü için aynen Türkeş gibi CHP’yi hedefine almış bulunuyor. Bahçeli CHP’ye seslenirken diyor ki “Türkiye’nin menfaatlerini savunmak sizi MHP’li veya AK partili yapmaz, adam yapar, milli yapar. Size güvenmiyoruz. Çünkü siz Atatürk’ten uzaklaştınız, HDP ile PKK ile kucaklaştınız.” Doğru söylemiyor mu? Eğer CHP sahiden hala Atatürk’ün partisi olsa PKK’lılarla ve vekilleriyle iş birliği yapmak şöyle dursun yan yana bile gelmemeliler. Hatta mecliste HDP’liler bir yandaysalar CHP’liler onların en uzak tarafında olmalılar. Hiç Atatürk’ün anlayışıyla PKK’nın bölücülüğü bir salonda olur mu? Kılıçdaroğlu yine bir laf etti. “Suriye’de Esed’ten kaçanlar teröristmiş” Suriye halkını bir türlü anlamamakta ısrar ediyorlar. Yahu Esed’i istemiyorlar. Esed Suriye halkının düşmanıdır, PKK’lıdan da, DAEŞ’ten de kaçanlar Esed’e değil Türkiye’ye yöneliyorlar, anlasanıza. Geçmişte özgür Suriye ordusuna da terörist demişlerdi. Halbuki (Ö.S.O) özgür Suriye ordusunu Türkiye kurdu ve Türk Askeriyle omuz omuza çarpışıyor. Aynı cephe de aynı düşmana karşı bizim askerimizin beş on katı şehit veriyorlar. Mensuplarında çoğu Suriye Türkmenlerindendir. Başkaları ne derse desin bir Türk Mehmetçiğin silah arkadaşına terörist diyemez. Bun günler de Yunanistan’ın başbakanı ülkesiyle Hafter arasında mekik dokuyor. Aklıma ne geldi biliyor musunuz? Kılıçdaroğlu’nu Yunanistan’a göndersek te o başbakan bizim Libya’da ne işimizin olduğunu Kılıçdaroğluna anlatsa. Biz galiba anlatamıyoruz, belki düşmanlarımız anlatır. Bu arada Deniz Baykal’da Libya konusunda hükümete destek verdi. “şimdi anladınız mı içimizdeki düşmanlarımızın bir kaset operasyonuyla Baykal’ı CHP genel Başkanlığından alıp da Kılıçdaroğlu’nu getirilmesini?” Çünkü Baykal adamdı, milliydi, bu ülkenin siyasetçiydi. Ondan Akdeniz’de ne işimiz var? Suriye de ne işimiz var? Libya’da ne işimiz var? Sözleri duymadınız. Şimdi tam kasetçilerin istediğini konuşan birileri var. Bizde ibretle izliyoruz. Saygılarımla.

Yazdır Paylaş
Diğer Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek