Murat Mahir Altan; “SAHTE GÜLÜŞLER DEĞİL, SAMİMİYET KAZANACAK”
Trakya'da sandık kurulu başkanlarına eğitim verildi
Seçim günü alkol yasak, eğlence mekânları kapalı
Ahmet Etem Oruç; “Çocuk bakım ve kreş projesi hemen uygulanacak”
Bu yazı 14 Kasım 2019, Perşembe 09:20:37 tarihinde eklendi. 6208 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

“Kendi değerini bil” -

“Kendi değerini bil”

 

Fakiri, kuru inat, memuru süslü avrat, zengini şımarık evlat, esnafı asık surat batırırmış.

Geçmişimiz iktidar kavgaları ile dolu. Tarihimize bir baktığımızda iktidar kalma uğruna, kardeş kavgaları, parçala, böl, hükmet anlayışı ile kaç tane devlet kaç tane siyasi örgüt yok oldu farkında mıyız? Ata geleneği midir, İktidar hırsı mıdır aynı kavgaların, Bizans oyunlarının günümüzde de devam ettiğini gözlemleyebiliyoruz.

Siyaset insanoğlunun genlerinde vardır ve tek başına yapılmaz. Çok olduğu zaman insanlar arasında anlaşma veya anlaşmazlıklar olur. Siyaset o zaman başlar. Çünkü siyaset insanların hayatlarını düzenleyen, genel kuralları koyan, bunları değiştiren, koruyan ve bu yolda çalışma bilimidir. Bazılarına göre de sanatıdır. Siyasetin temeli insan olduğuna göre, siyaset yapan insanlar birbiriyle iyi geçinmeli ve birbirlerine saygılı olmalıdırlar.

Demokrasi mevcut rejimlerin içinde en iyisi olmasına rağmen siyasi eşitlik getiriyor mu? Bilemiyorum.  Demokrasi doğası gereği kimden yanadır. Nalıncı keseri gibi hep bana mıdır? Yoksa Oduncunun bıçkısı gibi bir sana bir bana mı der? Yaşadığımız coğrafyada yoksulluk denilen bir şey varsa, yoksulluk nedeniyle ölenler varsa, hiç görülmeyenler, görülmek için bekleyenler varsa, onlara sırtını çevirmiş birileri varsa demokrasinin kimden yana olduğu da açıktır. Birileri aç kalmadan, birileri pirzola yiyemezler.

   Çöpten yemek toplayanlara, utançtan dışarı çıkmak istemeyenlere, borcundan dolayı doğalgazı açtıramadığından inşaatlardan kalas çalanlara, kestanecilik yaparak geçinmeye çalışan ancak tablasını da defalarca zabıtaya kaptıran seyyar satıcının, yaşamına son vermesine. Oğluna pantolon alamadığı için yaşamına son veren, çaresiz insanların “maddi yardım” çağrılarına bile yüzünü çevirmiş bir toplumuz artık, sadece haklı çıkmaya, sadece düzeninin sürmesine, sadece kötü gözükmemeye, sadece daha çok göze girmeye çalışan ve onları alkışlamaktan yorulmayan insanlar topluluğuyuz. Her ne kadar varlığı tartışılsa da demokrasi rejiminde de bunları yaşıyoruz. Halbuki demokrasi hoşgörü, paylaşım birbirine saygıdır. Demokrasinin yaşaması, yaşatılması da insana saygı hukuka saygı ile olur. Güçlü iktidar halkın birliğidir beraberliğidir.

Görmeyen, konuşmayan, dokunmayan, pastadan nasıl fazla pay alacağı öğütlenen, dersini vermesi, haddini bildirmesi tavsiye edilen, dayanışmayı, aşkı, sevdayı, emeği, maalesef emeğin karşılığını unutmuş varlıklarız artık.

Kendilerini güçlü göstermek için senin güçsüz, kendilerini güzel göstermek için senin çirkin, kendilerini tam göstermek için senin yarım olduğuna seni ikna etmeye çalışacak olan insanlarla doldu çevremiz. Sürekli birilerinin üstüne basmaya çalışan insanlar yükselmeye ihtiyaç duyan insanlardır. Ve senin üstüne basmayı tercih ediyorlarsa onları yukarıya çıkaracak yükseklikte olduğun içindir. Kendi değerini bil ve kimsenin bu değeri senden alıp götürmesine izin verme. “Tarlada karga kovalayan sarı saçlı, mavi gözlü çocuk” tam 100 yıl önce izin vermedi. Sevgiyle kalın…

 

Yazdır Paylaş
Diğer Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek