Murat Mahir Altan; “SAHTE GÜLÜŞLER DEĞİL, SAMİMİYET KAZANACAK”
Trakya'da sandık kurulu başkanlarına eğitim verildi
Seçim günü alkol yasak, eğlence mekânları kapalı
Ahmet Etem Oruç; “Çocuk bakım ve kreş projesi hemen uygulanacak”
Bu yazı 07 Kasım 2019, Perşembe 09:20:43 tarihinde eklendi. 6524 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

“Taraf olmak kolaydır” -

“Taraf olmak kolaydır”

 

  Siyaset yapmak için sanırım iki yol var. Ya birilerin adamı olacaksınız ya da halkın gözünde milletin adamı olacaksınız. Akla karayı karıştırmayalım. Adam olmak bir gruba dahil olmak değil, bir duruşa sahip olmaktır.

  Siyasette artık kullan ve at mantığı işliyor. Kendi adamlarını, dava arkadaşlarını bir anda, tanımaz, görmez olabiliyorlar. Yola çıktıklarının üstüne basarak bir basamak üste çıkabilmek için satabiliyorlar. Atalarımız boşa dememiş, “canı yanan eşek, attan hızlı koşar.” Yarı yolda kalanlar da bir bakıyorsun itirafçı ya da iftiracı başı olarak yeni bir yol çiziyor kendine. Delege seçimlerinin yaklaştığı bu günlerde bunları yaşıyoruz. Bazı mahallelerde “delege ağası” diye isimlendirilen kişiler, elinde bir kâğıtla delegeleri ben belirliyorum. Bizim listeye oy ver diye kapı dolaştığını görüyoruz. “Bizi kim temsil edecek listede kimler var?” kozmik odalık bilgi sanırım. Tıssss… Yanıt yok.

  Bunlar bazen insanlara hizmet etmek adına, bazen demokrasiyi kurtarmak adına, bazen de kendini en akıllı zannettiği için, aslında ihtiraslarının esiri olarak, sırf güce ulaşmak adına girdiklerinden eminim. Ama halk zannediyor ki o insanlar fedakârlık yapıyor, çok zeki ve çalışkanlar. Bu yüzden dostlar kaybediliyor. Yerine karşılıklı çıkarlar masaya yatırılıyor. Biliyoruz ki dost, düşman olursa intikamı da düşmanlığı da çok derin yaralar bırakır. Bir olarak yola çıktıklarını unutarak birbirlerini rakip görüyorlar. Kaybedilen nokta tam da bu. Kim ağa, kim paşa! Düşünün şimdi… Bizim mahallede iki liste…

Birisini senin desteklemediğin kişiler hazırlıyor.

Diğerini senin desteklediğin kişiler hazırlıyor.

Birisinde “sen” varsın, öyleyse iyi!

Diğerinde “kardeşin” var, demek ki kötü!

Birisinde sen varsın diye “doğru”.

Diğerinde sen yoksun diye “yanlış”!

Senin oy verdiğin “namuslu”.

Onun oy verdiği “namussuz”.

Senin oy verdiğin “fakir babası”.

Onun oy verdiği “ağa babası”.

  Maalesef böyle sevgili okuyucular. İğneyi kendimize, çuvaldızı başkalarına batıralım. Başkaları yaparken yanlış görüp eleştirdiğimiz yolları kendimize doğru yol olarak görmeyelim. Artık bazı konularda vatandaş olarak, ilkedaş olarak daha duyarlı olmalıyız. Hizmet makamlarına biz sahip çıkabiliriz. Verdiğimiz oyların hesabını biz sorabiliriz. Eğer bizim verdiğimiz oylarla birileri bu hizmet koltuklarına oturuyorsa bunun hesabını da biz sorabiliriz. Hizmet makamlarını rant kapılarına çevirenlere hesap sorabiliriz. Hizmet kapılarını yüzümüze kapatanları asla unutmayız. Ve en önemlisi de size hizmet etmek için çırpınanlara da sahip çıkmak görevimiz olmalı. Bu şekilde çocuklarımızın yarınlarını teminat altına alabiliriz. Birilerinin adamları ile değil halk adamları ile bunu başarabiliriz.

Taraf olmak kolaydır, zor olan, doğru tarafı bulabilmektir.

Bölünmek çok kolaydır, zor olan, bir araya gelebilmektir. Sevgiyle kalın…

 

 

Yazdır Paylaş
Diğer Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek