Çok mu zor? - Ertan Bayer

Pazar günü 3 Kasım. AK Parti’nin iktidar olmasını üzerinden dolu dolu 17 yıl geçti. 18. yıla girecek. Bu 17 yılın ilk 9 yılı kısmen ekonomide başarılı bir yönetim sergilendi. Ama ikinci bölümdeki 8 yıl ise adeta israf yılları. Ekonomi için ise çöküş yılları.

Biz devleti yönetenlerin devlet kurumlarında nasıl israf yaptıklarını 31 Mart’ta Belediyeler CHP’nin eline geçince öğrendik. İstanbul ve Ankara’da ki israflar herkesin dilinde. İşe gitmeyenlere verilen maaşlar, işe gitmeyen otomobillere ödenen kiralar, kirası belediyeden ödenen ama kurumun değil iktidar partisi yöneticilerinin kullandığı makam arabaları bu israflardan bazıları.

En küçük Kırşehir Belediyesi’nde bile yapılan israf dudak uçuklatıyor. Belediye’nin kullandığı 20 araç var. Bu araçların yıllık kirası 14 milyon lira. Ama bu 20 aracı satın alsan 4 milyon lira. Ve seçimi kazanan belediye ilk sene satın alsa 4 milyon verir 10 milyon kar yapar. Sonraki dört sene de kiralamasına gerek kalmaz 56 milyon da oradan kar yapar. Toplam 66 milyon kar yapar küçücük Kırşehir Belediyesi’nde. Bir de düşünün tüm Türkiye’yi.

Bunun yanında ülkenin zirvedeki yöneticilerinin, bakanların ve danışmanların, milletvekillerinin ve belediye kurumlarında çalışanların kullandıkları kiralık araçlara. Bu kişiler aşırı lüks arabalarından vaz geçip normal Renault marka aracı makam aracı yapsalar bütçe açığı kapanıyor. Yani bütçe açığının nedeni özellikle kiralık ve satın alınan aşırı lüks araçlar.

Ve 2020 bütçesinde hükümet; bütçe açığının nedeni olarak emekliye verilen bayram ikramiyeleri, emekli maaşına yapılan zamlar ve asgari ücrete yapılan zamları gösterdi. Hiçbir milletvekili de çıkıp “Arkadaşlar bu lüks araçları bırakırsak, kiralama tutkusundan da vazgeçersek bu bütçe açığı düşer, işçimiz, çiftçimiz ve emeklimiz rahat eder” demedi.

Oysa bu kadar mı zor, bu rahatı bırakmak, çok mu zor lüks araçları terk etmek?

Kalın sağlıcakla…