Murat Mahir Altan, Ekosiyaset bildirgesini imzaladı
500 yıllık camiinin kurşun plakaları yine çalındı
“LÜLEBURGAZ’DA ATAMAYI İL BAŞKANLIĞI MI İSTEDİ?”
“Hayvan sever başkan adayı Serhat Paksoy”
Bu yazı 13 Eylül 2019, Cuma 09:21:45 tarihinde eklendi. 2908 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

ÇOCUKLARIMIZ VE BİZ… - Ahmet Bostancı

ÇOCUKLARIMIZ VE BİZ…

 

Peygamberimiz (as) buyurdu ki:“Kıyamet alametlerinden biri de köle kadınlar efendilerini doğuracak…” (Buhari). Bu Hadis-i Şerif alimlerin yorumlarına göre, günümüzdeki ve geçmişteki bazı olaylara işaret etmektedir. Ebeveyn- çocuk ilişkilerinden ve terbiye metodundan bahsederek tehlikeli bir duruma dikkat çekmektedir. “Kölenin efendisini doğurması” ifadesi ne demektir. Bu ifade,  evlatların ana babaya itaat etmesi gerekirken ana babanın evlatlara köle olacağını, evde çocukların sözü geçeceğini bildirmektedir. Ben zahmet çektim, o çekmesin, ben yiyemedim, o yesin, ben giyemedim, o giysin, el bebek, gül bebek anlayışıyla yetiştirilen nesillerden bahsediyor. Bu durum karşımıza beceriksiz,  üretmekten uzak, sadece tüketen, marka düşkünü, imkânların üstünde istekleri olan, laftan anlamayan, şükürsüz, saygısız, ilim irfandan habersiz, küçüklerine sevgisi, büyüklerine saygısı olmayan, toplu taşımada büyüklerine yer bile vermeyen, yediği sofrayı, yattığı yatağı dahi toplamayan, annesini köle gibi gören çocuklarları anlatıyor. Yani ana-baba köle olmuş, evlat efendi gibi buyuruyor. İstekleri yerine gelmezse, psikolojisi bozuluyor.

Bu manzaranın müsebbibi yine ana-babalardır. Çocuklar bu ahlakı ve alışkanlıkları ana karnında öğrenmiyor. Ruhu kitaplardan, ana babadan, dededen, büyüklerden çok sosyal medyadan besleniyor. Ahlak yapısı da ona göre oluşuyor. Eline tutuşturulan tablet ya da cep telefonunu almak mümkün değil. Alsan dünyanın sonu gelir onun için.

Evlerde artık misafir odası yoktur, ama çocuk odası vardır. Evin paşasıdır, prensesidir. En kısa mesafeye servisle gider. Acıkmadan maması hazırdır. Açlık nedir bilmez. Onun için açları da anlamaz. Ekmeğin kıymetini de bilmez. Su şişesi daima yanındadır. Başına iki damla yağmur düşmesin diye, dört adım yere bile şemsiyesiz gitmez… say say bitmez…

Zaman su gibi akıyor. Çok değil, on, on beş sene sonra bu çocuklar ana-baba olacak. Evlat insanın en değerli varlığıdır. Onlar geleceğimizdir. Her şeyimizi onlara emanet edeceğiz. İnsanı sadece madde olarak düşünmeyelim. İnsan bedeni ve ruhu olan varlıktır. Bedenin yemeye, içmeye, giyeceğe… ihtiyacı olduğu gibi ruhunda manevi gıdaya ihtiyacı vardır.

Dünyanın her türlü hali vardır. Bu gün çöpe attığımız nimetleri, gün gelir mumla ararız. Allah insanlığı her türlü sıkıntı ve felaketlerden korusun. Ama biz evlatlarımızı en zor şartlara göre yetiştirelim. Varlığı da bilsinler, yokluğu da,  dünyayı da bilsinler, ahireti de, maddeyi de bilsinler, manayı da…

Peygamberimiz(as) buyurdu ki: “Bir ana-babanın evladına vereceği en değerli hediye güzel ahlaktır.!”

Yazdır Paylaş
Diğer Ahmet Bostancı Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek