O KADININ SÖZLERİNDEN SONRA İYİ PARTİLİ OLSAM İSTİFA EDERİM -

Dinlerken tüylerim diken diken oldu. Kadın konuşuyor. Meclis çalışmalarında PKK’nın partisinden bir kadın bütün çığırtkanlığı ve çirkefliğiyle şöyle dedi İyi Partililere dönerek “Siz bugün o koltuklarda oturuyorsunuz PKK’ya gönül vermiş kişilerin oylarıyla oradasınız. Gelmiş sürünerek girip o kenarda yer bulmuşsunuz. İttifak ettiğiniz partiye biz destek olduk ne yapacaksınız şimdi?..”

Yahu sahi öyle mi oldu? İyi Partililer PKK’lılardan destek mi gördüler?

Kendi kendime şöyle bir düşündüm de ben olsaydım ne yapardım? Yani ben bir İyi Parti milletvekili olsaydım diyorum, bu sözleri katiyen kaldıramazdım. Vekillikten istifa ederdim. Bir PKK’lı beni destekleyecek ve ben bir caninin bir katilin desteğiyle vekil veya belediye reisi olacağım, olacak şey değil, vicdan kaldırmaz. Bir şehit yakınının yüzüne nasıl bakar, kabrine nasıl giderim (zaten son zamanlarda şehit cenazelerine de katılamıyorlar ya) İyi Partililerin bir kısmı bizim eski arkadaşlarımız oluyorlar, MHP’den ayrılıp gittiler. Şimdi naçar kalmışlar CHP ve oralardan ihsah bekliyorlar. CHP sağ eliyle İyi Partililerin elini tutarken sol eliyle de HDP’yi yani PKK’lıların partisinin elini tutuyor. İyi Partililer kendilerini savunurken “Biz HDP ile yani PKK’lılarla değil CHP ile ittifak yaptık” diyorlar. İyide CHP gündüz sizinle gece PKK’lılarla anlayacağınız CHP’nin sol tarafında PKK’lılar var. Siz yandan göremiyorsunuz ama biz cepheden görüyoruz. (Sizde görüyorsunuz ama işinize öyle geldiğinden görmezlikten geliyorsunuz.) Üç beş kişi elele tutuşsalar bir taraftan elektrik verilse önce en ötedeki çarpılır. Eğer CHP’nin sağında İyi Parti, solunda PKK’lılar varsa PKK’lılara verilen elektrik İyi Partiyi çarpar. “O koltuklarda bizim desteğimizle oturacaksınız, ne yapacaksınız şimdi?...” diyor bayan. Yüzde onun altında oy aldığınıza da işaret ederek. O ittifakın içerisinde İyi Partililer üvey evlat gibiler, onun için azarlanıyorlar. İşte Devlet Bahçeli’nin “ZİLLET” dediği tam da budur. Durum bu tükürecekler “Yarabbi şükür” diyeceksiniz.

İLKER BAŞBUĞ’UN BASİRETSİZLİĞİ

Bir televizyon kanalında paşamızın uzun mülakatını izledim. Kendisinin FETÖ tarafından nasıl kumpasa getirildiğini falan anlattı. En sonunda da iki gazetenin (Gözcü ve Cumhuriyet) FETÖ kumpasları aleyhindeki manşetlerini göstererek “Bu gazeteler nasıl FETÖ’den yargılanabilir” diyerek sözü bitirdi. Ah paşam ahh. Keşke siz herşeyi görebilseydiniz? Önce şunu söyleyeyim siz FETÖ’cülüğü ne sanıyorsunuz? Yani her FETÖ’cü meydana çıkıp “Ben FETÖ’cüyüm” diye bağıracaklar mıydı?

Paşam sana FETÖ’cüler Tayyip Erdoğan’a kaç tane kumpas kurdular? O gazeteler Erdoğan’a kurulan kumpasları nasıl haber yaptı? Sana ve arkadaşlarına kurulan kumpaslar ihanette Erdoğan’a kurulan ihanet değil mi? Bak paşam bu alçak FETÖ sana, arkadaşlarına Erdoğan’a olduğu gibi Türk devletine de kumpas kurdu. Adana’da MİT tırlarına yapılan baskın devletimize kurulan en alçakça kumpas idi. Orada çekilen resimleri hangi gazete manşet yapmıştı? Cumhuriyet dünyaya “Türkiye İŞİD’e silah gönderiyor” haberini yayacak ülkemizi Lahey’de yargılatacaklardı. Bu hainlik değil mi? Şunu unutmayın FETÖ, CIA ve MOSSAD çetesidir. Türkiye’de de çeşidi ve adeti çoktur. Paşam gözlerini aç. Saygılarımla.