“Bir kilometre söz, bir metre iş” -

Kendine has üslubu ile Türk siyasi hayatına damgasını vuran  Süleyman Demirel'in 1991 seçimlerinde "Kim ne veriyorsa 5 lira fazlasını vereceğim", “ekonomiyi 500 günde düze çıkaracağım” sözü unutulmazlar arasında. Cem Uzan'ın "Vallahi Mazot 1 Lira olacak" diye ettiği yemin. Dönemin ekonomiden sorumlu devlet bakanı Çiller’in “herkese biri ev biri araba olmak üzere iki anahtar” vaat etmesi “Her mahallede yüz trilyoner, her köylüye traktör” sözü tam bir komedi idi. Taksim Meydanı'na cami yapma sözü veren Erbakan’ın seçmene “5 bin tank üreteceğiz, her İle bir havaalanı ve hızlı tren” vaadi, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin 1999 seçimlerinde "Apo'yu idam edeceğiz " vaadi, Liberal Demokrat Parti Genel Başkanı Besim Tibuk'un "Futboldan ofsaytı kaldıracağım" vaadi ise gülümsemenin ötesinde kahkaha tufanı oluşturdu.

Özellikle seçim dönemleri havada uçuşan vaatler, eline mikrofonu alan parti başkanları ya da adayların, evden arabaya, kömürden makarnaya, elektrik olmayan mezralarda buzdolabından çamaşır makinasına, cennetin tapusuna kadar vaatleri. Seçim biter vaatler unutulur. Bahaneler üretilmeye başlanır.

Bizim yerel siyasetçilerimizin de seçim vaatlerini de unutturmamız lazım. Eski radar arazine kurulması planlanan Lüleburgaz Üniversitesi, Taşköprü çevresi ve dere ıslahı, çevre yolu Millet Vekilimiz Sayın Selahattin Minsolmaz’ın sıkça dile ve gündeme getirdiği vaatler. Belediye başkanımızın seçilmeden önce bizlere vadettiği projelerin ise takipçisiyiz ve gerçekleştirilmesi için bize düşen görev ile de destekçisiyiz. Çocuklara karne hediyesi vaat etmek birçok açıdan sakıncalı olmasına rağmen, bu sene için çocuğunuza söz verdiyseniz, sözünüzü mutlaka tutmalısınız. Ama diğer yıllar için çocuğunuzla konuşmalısınız. Sizin için değil, kendisi için eğitim aldığını uygun bir lisan ile anlatmalısınız.

Konumuzla ilgili küçük bir hikaye.

Kral, dondurucu bir kış günü gecenin soğuğunda nöbet tutan bir muhafıza sorar: “Üşümüyor musun ?” 

Muhafız: “Ben alışığım kralım” der.

Kral: “Olsun sana sıcak tutacak elbise getirmelerini emredeceğim” der ve gider. Ancak bir süre sonra emri vermeyi unutur. Ertesi gün duvarın yanında muhafızın soğuktan donmuş cesedini bulurlar. Muhafız duvara bir şeyler karalamıştır. Duvarda şunlar yazılıdır: “Kralım, soğuğa alışkındım, fakat senin sıcak elbise vaadin beni öldürdü.”

Yıllardır demokrasi, temel haklar ve özgürlükler vaat ediliyor ve insanlar hak ettikleri güvenilir bir adalet için sürekli hukuk güvenliği beklentisi içine sürükleniyor. Türlü vaatlerle, insanları bekleterek veya bir umuda bağlayarak sınamayın. Sayın siyasetçi;

Her insan bir değerdir. Siz siz olun, kimsenin umudunu çalmayın! Ya söz verme! ya vaadini yerine getir ya da beceremedim de! Bir metre iş yapmayı, bir kilometre söz vermeye değişmeyeceğimiz apaçık ortada. Ya söz verme ya da tut. Tutamayacağın sözü söyleme, yut. Sevgiyle kalın.