ŞÜPHELİ YANGINLAR -

Uzun yıllardan beridir benim dikkatimden kaçmayan yangınlar oldu. Bu günlerde fabrika, mağaza, depo gibi ekonomik değer taşıyan yangınlar olsa da geçmişte büyük çaplı orman yangınları olurdu. Ben bu tüm yangınlara, ister orman, ister fabrika, depo olsun hepsine şüpheyle bakarım. Her zaman sabotaj ihtimali aklıma takılır durur. Yangınlara dikkat edin, eğer ormansa ulaşımın en zor, söndürmenin güç olacağı noktalardan, eğer fabrikaysa yine yanmaya en müsait yayılacak yerden süratle büyüyerek çıkıyor.

Eskiden bizim ormanlarımızda aynı anda birkaç yerden yangın çıkardı. Birkaç gün içersin de daha büyüğü de Yunanistan’da görülürdü.

Yani Yunan ajanları bizim ormanları yakardı, biz de misilleme olarak cevap verirdik. Bu kirli savaş o kadar görülürdü ki bunu Yunan’da anlasın bizim ormanlarımızı yakmasın bizde onlara dokunmayalım.

Bu kirli savaş böyle sürüp giderken bir gün bizim eski Başbakanlarımızdan şom ağızlı Mesut Yılmaz “Yunanlılar ormanlarımızı yaktı, bizde misilleme yaptık” deyiverdi. Yunanlılar çıldırdı, bizi Avrupa’ya şuraya buraya şikayet etti. Aptal Mesut bu ilan edilmemiş ve ispatı olmayan bir savaştır, hiç konuşulur mu? Bir ara Yunanlılar iyice azıttı bizim turizm bölgelerimizde bombalar patlamaya başladılar. Tam da ilkbahar turizm mevsiminin başlama arifesiydi.  Tur şirketleri siparişlerini iptal ettirmeye başlamışken devreye Abdullah Çatlı’nın ekibi girdi. Yunan turizm bölgelerinde bir gecede on iki yerde patlama oldu (sabotaj öyle değil böyle olur) Yunanistan’da bu patlamalar olunca bizdekiler bıçak gibi kesiliverdi. Bu yazdıklarım masal değil ha, yaşadık, gördük.

1980 öncesi komünistler vardı bu gibi sabotajları düşmanlarımız onlara yaptırırlardı. Taksim’deki Kültür Sarayı, Aksaray’daki Yeraltı mağazalarının yakılması, Marmara Yolcu Gemisi yangını daha sayamadığım yüzlerce binlerce yangın bizim komünistlerimizin işiydi. Yeni yetme komünistler bunları inkar edecekler biliyorum ama gerçek budur.

Bir DHKPC’ li,   Devyol’ cu veya TİKKO’ cu için bu ülkeye verilecek her zarar devrime hizmettir. Taksim olaylarında binlerce aracı yüzlerce dükkanı hiç vicdanı titremeden yakabilen bu alçaklardan her şey beklenir. Bunların arkasında Siyonizm CIA ve MOSSAD vardır. Eğer Taksim olayları esnasında dünyadaki bütün Siyonist, büyük haber ajansları oradaysalar, günler önceden gelmişlerse, eğer Koç Divan Oteli’ni onlara lojistik merkezi olarak tahsis etmişse, adres bellidir. Şehrimizin en güzel binasının yanı başında ben bu açıdan bakıyor ve değerlendiriyorum. Saygılarımla.