HELAL-HARAM HASSASİYETİ - Ahmet Bostancı

Eski, tecrübeli bir dilenci ile yetiştirmekte olduğu yeni çırak dilenci ile hamama giderler. Orada yıkanırlarken usta çırağına;

-Şu nasihatlarım sana son olsun. Bunları da öğren,  ondan sonra tek başına dilencilik yapabilirsin. Dilenirken şu üç husustan asla taviz vermeyeceksin. Her zaman, her yerde bunları yapacaksın.- Der. Çırak:

-Nedir onlar usta?. Diye sorar. Usta dilenci cevap verir. Der ki:

1-      Kim olursa olsun, isteyeceksin.

2-      Nerede olursa olsun dileneceksin.

3-      Ne verirlerse alacaksın…   Çırak:

-Tamam usta. Der. Hamamda işleri biter. Tam çıkacakları zaman, çırak ustaya, elini açar ve:

-Allah rızası için bir sadaka!. Der. Usta şaşırır.

-Benden de mi dileniyorsun? .

-Evet usta, sen demedin mi her kim olursa dileneceksin?!. Usta dilenci:

 Burası hamam, hamam tasından başka bir şey yok ki.  Çırak dilenci:

- Ustam sen demedin mi nerede olursa olsun, dileneceksin ve ne verirlerse kabul edeceksin?. Der.

Usta dilenci bu kadar hızlı gelişme karşısında şaşar kalır.

Meteryalist ve kapitalist sistem, insanları o hale getirdi ki, nereden gelirse gelsin, nasıl gelirse gelsin, ver Allah’ım, bu kulun yer Allah’ım… anlayışı toplumda çok hızlı bir şekilde,  bir çok insana hakim oldu. Kamu malı, yetim hakkı yemek. Kumar, şans oyunları.  Allah’a ve rasülüne savaş açmak olan faiz. Alış- verişte yalan, dolan, sözünde durmama, uyuşturucu ve kadın ticareti… daha neler neler…  helal- haram hassasiyeti azaldı. Birçok insanlar karınlarını ateşle doldurmakla meşgul. Halbuki Allah; yarattığı kulunun rızkına kefildir. Hiç kimse kendisine takdir edileni almadan bu dünyadan gitmez. Bu aç gözlülük niye?.

Allah hepimize rızkın helalini, hayatın ve ölümün hayırlısını nasip etsin… amin.