Lüleburgaz’da 23 Nisan coşkusu
Kenan Ürün; “Lüleburgazspor’u iyileştirmek için adayım”
Lüleburgaz’da feci kaza
Çeşme meydanına TREPAŞ Resmi Ödeme Merkezi  açıldı
Bu yazı 09 Ekim 2018, Salı 09:36:10 tarihinde eklendi. 1947 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

LÜLEBURGAZSPOR DEVAMI… - Metin Dikener

LÜLEBURGAZSPOR DEVAMI…

 

Sevgili spor severler. Bu seri yazımızda hem dünü öğreniyor hem de bugünü bildiğimiz içinde bir mukayese yapma imkanı buluyoruz. Ben mahalle maçlarında top  oynamaya müsait bulduğumuz alanlarda futbol oynarken 13 yaşında Adalet spor Kulübünün B takımında dayımın oğlu rahmetle andığım Ahmet Çıtak’ın bana forma verdirmesiyle bir özel maçta  santrafor mevkiinde ilk maçımı oynadım. Büyük heyecan duydum. İlk defa resmi bir takımda nizami ölçülerle çizilmiş büyük bir sahada futbol oynayacaktım. Adalet B takımında tecrübeli ve klas futbolcular arasında o gün beni çok seven güvenerek okul bahçesinden alıp futbol sahasına götüren Ahmet ağabeyimi mahçup etmemiş, attığım gol ile maçı da 1-0 kazanmıştık. İşte o gün giydiğim o formayı bir daha çıkarmadım. Forvette muhtelif mevkilerde  futbol oynama fırsatı buldum. Şimdi bunları neden yazıyorum. Ben Adalet takımının resmi lig maçlarında futbol oynayabilmek için tam bir sene bekledim. Zira o yıllarda 14 yaşını doldurmayanlara kulüp adına resmi lisans çıkarma izni yoktu. Bugün  9 yaşından itibaren çoçuklar kulüpleri adına lisanslarını çıkarabiliyor. Yukarıya doğru kendi yaş gruplarında kulüpler arası resmi lig maçlarında oynayabiliyor. Başlarında deneyimli antrenörleri  ile düzenli  yapılan antremanlar, antreman için sahaya atılan kaliteli toplar, çim sahada yapılan çift kale maçları yapabiliyorlar. Futbolu daha iyi öğrenme yeteneklerini sergileme, kendilerini gösterme fırsatı tüm bunlar çok güzel. Daha da güzel olan okulda olduğu gibi futbolda da güzel arkadaşlıklar kuruluyor. Kötü alışkanlıkların dışında kalan bu gençler toplumda da kendilerine yer buluyor.  Sevilmek, taktir edilmek, saygı gösterilmek futbolda toplumun tanıdığı isimler arasına girmek.  Amatör kümelerde oynayan o gençler  futbollarını daha da ileriye götürme imkanı buluyor. Daha büyük kulüplere transfer oluyor. Bir çok futbolcu alt yapıdan gelerek futbolda yeteneklerini göstererek ve de beğenilerek profesyonel kulüplere transfer olarak şöhret olmadı mı? Futbolda bir çok kişinin kulüp bulmasında, takımda oynamasında, Türkiye’de  bilinen tanınan  isim olmasında vesile olanlar,  gel bizim takımda oyna diyenler, oynadığın kaliteli futbolunu görenler seni bir yerlere gönderip yönlendirmedi mi? Önemli olan transfer olarak gittiğin o profesyonel kulüpte  başarılı bir şekilde futboluna devam etmek işin en güzeli değil mi? Şimdi eskilerden o geçmiş, bitmiş  günlerden bir iki örnek vermek istiyorum. Lüleburgaz Adalet kulübünden Vefa  takımına, oradan Hacettepe  ve en son Ankaragücü‘nde kaleci olarak oynayan Baskın Soysal, ümit milli takımımızın da kalecisiydi. Yine Lüleburgaz Adalet takımından Ankaragücü’ne giden Şeref Kocadüz zamanının en iyi kalecilerinden birisiydi. A milli takımın kadrosunda olması bir şans. Aynı dönemde Galatasaray  kalesinde Turgay Şeren‘in olması A milli takımımızın takım kaptanı olarak oynaması ise onun büyük şansızlığı idi. Sebahattin Kuruoğlu Kasımpaşa, oradan Beşiktaş’a transfer oldu. A milli takımımızın değişmeyen son adamı idi. Son dönemde İzmir Göztepe takımında futbolu bıraktı. Budak Çal Galatasaray gibi bir takımda,  Kalede Turgay’ın Suat Metin Oktay’ın Kadri Aytaç ‘ın Çoşkun Özarı’nın oynadığı bir takımda forma giyme şansı bulması, oynaması klasının bir göstergesi değil mi? Lüleburgaz Yeşilova’da Cavit Dedeoğlu’nu, Kaya  Çakır’ı, Sabri Doğrugider’i, Adnan Çokgör ‘ü, Budak Çal’ı, Celal Yörükoğlu’nu, Nejat Dedeoğlu’nu, Paşamız Çetin ağabeyimi, Komutan Kemal Ergün ağabeyimi, Necat  Dedeoğlu’nu, Metin Kalender’i seyretmenizi isterdim. Peki onlar nasıl büyük futbolculardı? Dün fazla imkan yoktu ama kendi futbol yeteneklerini sergileyerek  seyredene  futbol zevki veriyorlardı. Daha sonra kimler geldi? Onlarda huzurlarınıza gelecek, serimiz de devam edecek.

Yazdır Paylaş
Diğer Metin Dikener Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek