TÜRKİYE HALA KALKINMAKTA OLAN ÜLKE KİMSE BUNU UNUTMASIN -

En büyük eksiğimiz hala Türk sermayesinin oluşamamış olmasıdır. Dünyada kalkınmış ülkelerin üç yöntemi olmuştur. Yani üç yöntemden birisiyle kalkınmışlardır. Birincisi esir işçi çalıştırma usulüyle. Bu ABD’nin yöntemidir. Yani Amerika esir işçi çalıştırarak kalkınmıştır. Geniş arazileri, zengin yeraltı zenginlikleri, madenler falan filan… Bunlar yan sebeplerdir. Gerçek sebep Afrika’dan gemiler dolusu zencileri toplayıp bedava çalıştırarak parayı bir yere topladın mı, gerisi kolaydır.

İkinci kalkınma yolları da sömürgeciliktir. Buna örnek İngiltere, Fransa, Hollanda gibi ülkelerdir. Bunlar dünyanın her tarafında haydutçasına soygunlarla ülkelerini zengin etmişlerdir. Bunlarda parayı eşkıyalıkta topladıktan sonra gerisi gelir. On trilyon dolarımız olsa her türlü teknoloji kendiliğinden gelir, icatlar, mucitler parayla olur. Üçüncü kalkınma yolu da üretimle olanlardır. Buna da misal Almanya ve Japonya’dır. Az da olsa bunlarında sömürgesi olmuş ama gerçek sebep bu ülke insanları çok çalışmış, üretmişler ve zengin olmuşladır.

Bize gelince, savaşlardan çıkıpta özgür olunca gerçek bir kalkınma yoluna bir türlü girememişiz. Esir işçi çalıştırmadık, kimseyi sömürmedikte. Yani eşkıyalığı da başaramadık. Tek yol kalıyor çalışmak ve üretmek. Üretmek için fabrika yapmak lazım. Fabrika için ise sermaye ve kredi lazım. İşte bu yüzden bankalar ve nakit arıyoruz.

Eskiler hatırlarlar 1960 öncesi Demokrat Partililerin bir sözü vardı “her mahallede bir milyoner meydana getirdik” derlerdi. Bununla Demokratlar övünür. CHP’liler ise “milleti soydunuz” derlerdi. Şimdi benzeri bir durum var yine “milyoner sayısı son bir yılda yirmi yedi bin kırk beş kişi artmış”. Yani “yüz altmışaltı bin yirmi beş kişi (166025) olmuş.”

Sol kanallar yine aynen eskisi gibi bunu bir tenkit vesilesi yapıyorlar. Peki, bu durum iyi mi, kötü mü? Bence çok çok iyidir. Yani iyi yoldayız. “Efendim halk aç” Kim aç yahu? Ulan devlet ihtiyara, işsize, sakata, özürlüye, yakınına, fakire maaş veriyor. Hastanelerde bedava bakıyor. Ölüm oranlarında fakirlikten, gıdasızlıktan, veremden tek kişi yok. Obeziteden, tansiyondan ölenler gırla.

Bankalarımız yurt dışından yani yukarıda saydığım ülkelerden “sendikasyon kredisi” alıyor neden? Çünkü içerideki zenginlerimizin banka mevdukatı yetmediğindendir. Paralar çoğalsın, bankalarda toplansın, müteşebbisler kredi olarak kullansın fabrikalar yapılsın ve ülke kalkınsın, tamam mı? Saygılarımla.