HEDEF SURİYE HALKI ÜZERİNDEN TÜRKİYE’DİR -1- -

Şunu gözden kaçırmamamız lazımdır.

Suriye karıştırılmadan önce son bir asırdır Türkiye’ye en yaklaştığı günleri yaşıyordu.

Hatırlayın Esed’le Erdoğan adeta kucak kucağaydılar. Spor kulüplerimiz dostluk maçları yapıyordu.

Halklarımızda aynen bir birlerine kaynaşmış vaziyetteydi. Zaten olması gerekende buydu, zira komşularımız içerisinde Türkiye’ye en yakın halk Suriye halkıdır.

Suriye’nin Halep, Humus hatta Şam gibi şehirlerinin halkını Gaziantep, Urfa, Kilis gibi şehirlerimizden ayıramazsınız. Yani Suriye halkı Anadolu’muzun bir uzantısı gibidir. Zaten Suriye halkı ırk itibariyle de Arap değil “Arabı Mustarebe” yani sonradan Araplaşmış bir millettir. Türkiye’den kendi istekleriyle değil batı emperyalistler tarafından zorla koparılmıştır. Başlarına da yine kendilerinin seçtiği bir iktidar değil Batı ve Siyonist çevrelerin getirdiği ceberrut bir diktatör musallat edilmiştir. Burada dikkat etmemiz gereken durum şudur. Halkının sevmediği Esed ayakta kalabilmek için Türkiye’ye şirin gözükme ihtiyacı duymuş ve Erdoğan’la dost görünmeye çalışmıştır. Erdoğan’da bu dostluğu değerlendirerek Esed’e demokrasiye, yani serbest seçimlere geçmesini defalarca telkin etmiştir. Fakat bunu Esed bir türlü anlamamış ve de cesaret edememiştir. Erdoğan’ın gördüğü bir durum da Suriye halkının karıştırılmaya çok müsait olduğu ve bu yolun Siyonist ve batı ajanlarınca mutlaka kullanılacağı gerçeğidir. Şimdi olanların perde arkası böyle başladı. Halk demokrasiyi istedi Esed kurşunladı bombaladı. Tabi ki bizde sınırlarımızdaki Türkmen kardeşlerimize yardım ettik. Şunu da unutmayalım. Esed ve rejimi o kadar zalimdir ki daha böyle bir iç savaş yok iken bile yaptığı zulümler kabul edilebilir cinsi değildi. Mesela herhangi bir fert Esed karşısıysa aykırı bir laf ettiği duyulduysa el muhaberat mensupları o şahsın evini basıyor, eşine, kızına gözlerinin önünde tecavüz ediyor, ona yer yüzünde yapıbilecek en alçakça işkenceler uygulanıyordu. Bu kadar alçak bir diktatörün başta kalmasını kim kabul edebilir ki? Şimdi yapılmak istenen ise İslam alemiyle Türkiye’nin önünü ya bir terör PKK devletiyle olmazsa da bir şii koru doruyla kesme planıdır. Bana göre güneyimizin bir alçak şii devletiyle sarılması PKK’dan da daha tehlikelidir. Biz kırk katıra da, kırk satıra da karşıyız. (DEVAM EDECEK)