CHP ACABA “ATÜTÜRKÇÜMÜ YOKSA SOLCUMU OLACAK?” YOLAYRIMINDA -

CHP’nin başına Kılıçdaroğlu getirildiği günden itibaren başlayan bir süreçtir bu. “CHP acaba Kemalist düşüncede devam mı edecek, yoksa solcu, Siyonist kültüre mi sarılacak? Ben bu satırlar da zaman zaman yazdım “Türkiye büyük millet meclisinde Atatürkçülüğe ve Kemalizm’e en uzak kişi Kemal Kılıçdaroğlu’dur” diye belki de beni okuyan özellikle de CHP’li arkadaşlar propaganda yaptığımı, Kılıçdaroğlu’nu karalamak içim öyle yazdığımı sanmışlardır. Bütün inancımla söylüyorum, meclisteki Atatürkçülüğe en uzak kişi kılıçdaroğludur. Bunun işaretlerini daha genel başkan olmadan göstermişti. Mesela eski CHP vekillerinden hariyeci Altan Öymen’in bir sözünde Dersim isyanını bastırmasıyla ilgili, Kılıçdaroğlu “isyancıların mağduriyetini” savunmuştu. Yani Atatürk’ün icraatına dolaylıda olsa itiraz etmişti, bu ciddi bir ayrıntı ve de işaret idi. Sonra öğrendik ki meğer Kılıçdaroğlu’nun baba tarafından bin altı yüz (1600) kadar insan Dersim isyanında öldürülmüş. Anasının da su katılmadık bir Ermeni (Yamuş) olduğunu düşünürsek böyle bir adamın Atatürk’ü sevmesi sizce mümkün müdür? SSK Genel Müdürlüğü esnasında PKK’lıları SSK hastanelerine müdür yapması, SSK ilaç ve telsizlerinin PKK’lılara ait mağaralarda yakalanması, SSK’yı planlayarak ve de kasten batırması” bunlar Atatürkçülüğe hiç uyar mı? Genel başkan olduğunda da geçmişinde Atatürk’e küfreden bir siyasetçiyi “Bekeroğlu” partiye alıp genel başkan yardımcısı da yapması sizce ne demek oluyor? “Ben Atatürk’ü sevmeyen çok insan gördüm ama, Bekaroğlu gibi ağır hakaret edenini hiç görmemiştim. “Atatürk’e KEFERE demişti” bu adam halen CHP yönetiminde Kılıçdaroğlu’nun yardımcısıdır. Gelelim CHP’nin yeni İstanbul il başkanına bu kadın “Türkiye Ermenilere soykırım yaptı” diyenleri destekliyor. “Türkiye’yi seri katil” ilan ediyor. Bir Atatürkçü bunu yapabilir mi? (Bu Ermeni meselesini ayrıca ele alalım. Zira Kılıçdaroğlu’nun anasıyla çağrışım yaptı) Bir yerden duman çıkıyorsa orada ateş olduğunu anlamak için illa da gidip elini sokup yakmasını görmek gerekmez. Duman varsa ateşte var demektir. Yeni İstanbul il başkanı bayanın söylediği başka bir şey daha var. “Mustafa Kemal’in askerleriyiz demek militarisliği, faşistliği çağrıştırıyor. Biz Mustafa Kemal’in YOLDAŞLARIYIZ diyeceğiz” diyor. İşte yol ayrımının en bariz noktası da burasıdır. “Asker olmakla yoldaş olmak arasındaki fark. Yoldaş olmak, yol arkadaşı olmak demektir. Asker ise komutanının emrine girmek demektir. “Yoldaş” kelimesi birazda komünizmi çağrıştırıyor. Yeni nesil belki bilmez bizim nesil komünistlerle çok uğraştığımız için onların sloganlarını da kültürlerini de kavgalarını da çok iyi biliriz. Yoldaş kelimesi adeta asli manasından uzaklaşıp sadece komünistlere ait bir ifade bir parola haline gelmiş idi. CHP’nin yeni üst kademesi Mustafa Kemal’i kendilerine “bir lider değil bir yoldaş veya yol arkadaşı” olarak görüyorlar. Onların gerçek liderleri “Lenin, Mao, Marx” falandır.

Zaten Mustafa Kemal SOLCU değildi, komünist asla değildi. Mustafa Suphileri o yüzden öldürttü. Zaten Türkiye’deki solcularda komünizm çöktükten sonra sahte Atatürkçü oldular. Şimdi CHP’yi ele geçirip asıllarına dönmek istiyorlar. Saygılarımla