Murat Mahir Altan; “SAHTE GÜLÜŞLER DEĞİL, SAMİMİYET KAZANACAK”
Trakya'da sandık kurulu başkanlarına eğitim verildi
Seçim günü alkol yasak, eğlence mekânları kapalı
Ahmet Etem Oruç; “Çocuk bakım ve kreş projesi hemen uygulanacak”
Bu yazı 13 Ekim 2017, Cuma 09:31:12 tarihinde eklendi. 622 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

AVRUPA’DAN MEDENİYET ÜSTÜNLÜĞÜMÜZ VARDIR -

AVRUPA’DAN MEDENİYET ÜSTÜNLÜĞÜMÜZ VARDIR

Necip Fazıl Kısakürek’in “Sakarya Nehri’ne Sesleniş” şiirindeki satırlarında “Hani Yunus Emre ki kıyında geziyordu?/ Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?...” diyor ya.

Bahsedilen o çil çil kubbeler bizim medeniyet ve kimliğimizin nişaneleridir. Mesela atalarımız bir yeri feth ettikleri zaman ilk işleri oraya “hamam, cami ve imaretler” yapmak olurdu. Cami Müslümanların topluca ibadet yaptıkları yerlerdir. Her cami yanında mutlaka bir tuvalet yani hela ve abdest alma yeri olur. Avrupa’nın haydutları hela nedir, yıkanma nedir bilmezlerken benim atalarım günde beş defa abdest alır namaz kılardı. Ayrıca her yerleşme yerinde de mutlaka bir veya iki hamam olur eğer bir hamam varsa haftanın günlerinden bazıları kadınlara tahsis edilirdi. Temizlik bizim medeniyetimizin özüdür. O yıllarda Avrupalı hayvanlar ise yıkanma nedir bilmezler hatta yıkanmak ayıptı. Bir Hristiyan çocuğu ilk doğduğunda papaz onu “vavtiz” susuyla yıkardı. Eğer o sudan başka vücuduna hiç başka su değdirmeden durabilirlerse ya da ne kadar az suyla buluşurlarsa o kadar değerli sayılırlardı.

Bazılarının manevi ve kutsallık dereceleri anlatılırken “Bu adamın vücudunda hala kutsal vavtiz suyu vardır” denilirdi. O yüzden de o kadar çok pis kokarlardı ki birkaç metre yanlarından geçerken leş kokusu gibi duyulurdu. O yüzden özellikle Fransa’da parfüm sanayi çok gelişmiştir neden? Vücutlarındaki o pis kokuyu örtsün diye. Hala da öyledirler. Bakmayın siz onların süslü görünüşlerine vücut temizlikleri hiç yoktur. En pejmürde bir Müslüman bile onların en temizinden vücut bakımı bakımından daha temizdir. Batıda eskiden tuvalet hamam yoktu. Ne zaman atalarımızla tanıştılar o zaman yıkanmayı da hamamı da tanımaya başladılar. Kısmen de olsa temizliği öğrendiler. Kimden? Elbette atalarımızdan.

 

Her millet tarihiyle ve de tarihi eserleriyle övünür. Mesela Avrupa’da da tarihi eserler vardır. Tarihi saraylar, kiliseler, manastırlar ve şatolar. Saraylar, kralların ikametgahıdır. Kiliseler, Hristiyanların ibadet mekanlarıdır. Manastırlar, rahip ve rahibelerin kaldığı yerlerdir. Şatolar ise derebeylerin evleridir. Oralar kan ve gözyaşının sel olduğu yerlerdir. Çevrede bir düğün olduğunda gelin ilk geceyi şatoda geçirir. Çünkü ilk gece Derebey’in hakkıdır.” Gördüğünüz gibi batının tarihi eserleri halka açık değildir. Umuma hizmet etmezler. PEKİ TÜRK MİLLETİ ÖYLE Mİ? Bizim yurdumuza girildiğinde her bir günlük konaklama yerinde bir kervansaray vardır. Günün her saatinde kapıya kim gelirse “Hangi millettensin, hangi dindensin” diye sorulmadan içeriye alınırdı ve atının, devesinin nüne yemi, suyu, yolcunun önüne çorbası konur, karnı doyurulur, yatağı gösterilir, karşılığında da bir kuruş para alınmazdı. Masrafları vakıf karşılardı. Bütün Türk İslam yurdunu beş kuruş harcamadan dolaşmak mümkündü. Şimdi soruyorum “Bu haydut ve barbar batının neresine özenelim?” Bizdeki bazı kökü kurumuş, piçleşmiş beyinler bizim batıya peşkeş çekmeye çalışıyorlar. Yüzlerce defa yazdım yahu batı hayduttur, batı eşkıyadır, hırsızdır, sömürgecidir, alçaktır, menfaatçidir, fitnecidir. Onların zenginliği de hırsızlık ve eşkıyalık zenginliğidir. “Altın çamura düşmekle tunç olmaz” son bir iki asırdır batının toplu hücumuyla biraz hırpalandık, zayıfladık. İç ve dış fitneliklerle bizim zafiyetimiz biraz uzadı. Ne diyordu Bilge Kağan, Orhun Abidelerinde “üstten gök çökmedikçe, alttan yer delinmedikçe senin ilini ve töreni kim bozabilir… EY TÜRK TİTRE VE KENDİNE DÖN…” Milletimiz kendine döndüğünde esas o zaman insanlık medeniyet nedir görecektir. Saygılarımla.

Yazdır Paylaş
Diğer Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek