Murat Mahir Altan; “SAHTE GÜLÜŞLER DEĞİL, SAMİMİYET KAZANACAK”
Trakya'da sandık kurulu başkanlarına eğitim verildi
Seçim günü alkol yasak, eğlence mekânları kapalı
Ahmet Etem Oruç; “Çocuk bakım ve kreş projesi hemen uygulanacak”
Bu yazı 29 Eylül 2017, Cuma 09:25:49 tarihinde eklendi. 654 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

TÜRK DEVLETİ YENİ YENİ KİMLİĞİMİ BULUYOR -

TÜRK DEVLETİ YENİ YENİ KİMLİĞİMİ BULUYOR

Devletler kurulurken bir kimlik ve felsefe üzerine kurulur. Bu bahsettiğimiz kimlik ve felsefe yani “kuruluş değerleri” eğer o devletin halkının değerleriyle ne kadar çok kaynaşır ne kadar çok uyuşursa o devletin temelleri de o kadar güçlü ve sağlam olur. Yeni devletin kuruluş felsefesi milletin inanç ve kültürüne uygun olmalıdır. Devlet, kanunlarını, düzenini yapısal alışkanlıklarını milletin değer yargılarıyla, anane ve inançlarıyla uyumlu halde düzenlemelidir.

Eğer devletin kural ve kanunları milletin inanç ve kültürüyle uyumlu halde olmazsa o devlet balçık üzerinde yapılmış temelsiz bir binaya benzer. Bir binanın temelleri sağlam zeminle ne kadar güçlü bir şekilde buluşursa ve kavraşırsa o binada o kadar sağlam olur. Aynen millet ve devlet arasındaki kucaklaşma ve kültürel uyuşma ne kadar çok ve güçlü olursa o devlet o kadar güçlü, o millette o kadar mutlu olur. Milletler ve de devletler kültürel derinliklerini en fazla inançlarından yani dinlerinden alırlar. Birkaç misalle izah edersek, İngiltere’nin bayrağında haç vardır, bu Hz. İsa’nın çarmıha gerilmesinden ilhamla Hristiyanlığın sembolüdür. Kraliçe Hristiyanlığın başı kabul edilir. Protokol sıralamasında ilk sırada kraliçe, ikinci kardinal, üçüncü kardinal yardımcısı, ancak dördüncü sırada icranın başı başbakan gelir. Yani İngiliz emperyalizmi dünyayı sömürürken milletine Hristiyanlığı referans göstermiştir. Yahudi ve Siyonist İsrail’de öyledir. Bayrağının üzerindeki altı köşeli yıldız Süleyman A.S.’mın mührünü temsil eder. Yeşil iki çizgi Fırat ve Nil nehirlerini temsil eder. Bu iki nehir arasındaki topraklar “Arzı Mevud” Tevrat’ın Yahudilere vaat ettiği topraklardır. Yani İsrail devletinin hayat felsefesi, kanunları ve bütün devletin nizamı tamamen Tevrat’ın yani inanç ve dinlerinin kendilerine gösterdiği yol üzerindedir. Satırlarımı benzeri misallerle doldurabiliriz ama herhalde mesele anlaşılmıştır. Peki Türkiye’miz nasıldır? Bizim kuruluş felsefemizle milletimizin değerleri uyuşuyor mudur? Devletimizin ilk kuruluş ve kurtuluş yıllarında uyuşuyordu.

Mesela bayrağımızın üzerinde HİLAL olması milletimizin inancını temsil etmesi bakımından bir referans idi. Çünkü HİLAL “islam demektir” yine istiklal marşımız ilk kelimesinden son cümlesine kadar milletimizin inanç ve kültürünü en iyi şekilde ifade ediyor ve adeta bir “kuruluş manifestosu” idi. Zaten bu bayrağımızı ve marşımızı milli marş olarak kabul edende İstiklal savaşını yürüten meclisimizdi? Zaman geçti ve istiklal savaşı kazanıldı, cumhuriyet kuruldu, o milletin seçtiği gazi meclis dağıtıldı, yerine milletin seçmediği, birkaç kişinin seçtiği bir meclis geldi ve zemin kaymaya başladı. O günden sonra da devlet başka yöne gitti, millet başka yerde kaldı. Maalesef devletimiz, o günden beridir bataklığa kurulan bir baraka gibi ikide bir yamuluyor. O binayı ayakta tutmak için etrafına payandalar dayayıp duruyoruz. Darbeler, isyanlar, takriri sükûn kanunlar, adımlar hep o temelsiz binayı ayakta tutmak için yapılan icraatlardır.

“ŞOPEN, değil İTRİ”

 

Devletimizin son icraat değişikliği de bu oldu. bir asra yakın devlet büyüklerimizin ve şehitlerimizin cenaze törenlerinde Polonya asıllı Fransız piyano sanatçısı (herhalde Yahudi asıllıdır) bestekar ŞOPEN’in bestelediği “cenaze marşı” çalınırdı. Deniliyor ki Şopen bu marşı “ölen köpeği için bestelemiş” bu ne gaflet, ne dalalet, ne köksüzlük, ne kimliksizlik. Değer ölçülerimize ve milli kimliğimize ne kadar ağır hakaret. İşte bu kimliksizliğe devlet bir son vermiş Şopen, yerine büyük bestekarımız İTRİ’nin tekbir bestesi seslendirilmeye başlamış. İşte bu. Yahu bir kimliğimiz olmasın mı? Bir inancımız bir kültürümüz yok mu? Çok şükür genelkurmayda buna uymuş işte şimdi TÜRK MİLLETİYİZ. Saygılarımızla. 

Yazdır Paylaş
Diğer Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek