KONTROLLÜ DARBE SÖZÜNÜN ARKA PLANI VE SİYASİ AYAĞI -

15 Temmuz darbe teşebbüsüyle ilgili birileri durmadan "kontrollü darbe" deyip  duruyor. Aynı kişiler lafa ilave ederek te "siyasi ayağı kimlerdir" diye de soruyorlar. Bu kadar ciddi bir ihaneti açıkça sulandırmaya çalışanlar olursa elbette bu iddialar herkes gibi bizi de ilgilendirir. Öyleyse gelin şu işin aslını ve hakikatini beraber araştıralım.                                                                                                 Önce şuradan başlayalım. “BARIŞ GÖNÜLLÜLERİ" bu "barış" kelimesi alçak ve hainlerin ağızlarında o kadar sakız oldu ki ne zaman duysam "Eyvah! Yine bir fitnelik var" diye düşünüyorum. Geçenlerde Büyükada'da sekiz barış gönüllüsü yakalandı. İkisi yabancı dördü yerli. Bu namussuzların A.B.D ajanı olduklarından asla şüphem yoktur. Benim bir arkadaşım var 1962 yılında asker asteğmeni olarak Tunceli'de öğretmenlik yapmış. "Bizim okulda iki de "Barış gönüllüsü  A.B.D'li öğretmen vardı" diyor. Kafanıza iyi yazın A.B.D'li barış gönüllüsü ve Tunceli. Aynı yıllarda Türkiye'de darbeciler iş başındaydı.Alparslan Türkeş  bir raporla "Türkiye Ülkü Kültür Birliği" adında bir plan hazırlıyor. Dipnot olarakta "Ülkemizin doğu ve güneydoğusunda tehlikeli yabancılar dolaşıyor. Belli ki buralarla ilgili bir planları vardır. Askeri yönetim iş başındayken bir çare bulunur. Sivillerle bu iş olmaz" diyor. Bülent Ecevit'in kendi ağzından dinledim " Bu planı duyar duymaz aleyhinde Ulus gazetesinde kampanya başlattım ve mani olduk" diyordu. Ulus gazetesi C.H.P'nin yayın organıydı. Ecevit'te baş yazarıydı. Ve de ozamanlar henüz PKK yoktu. PKK çıkınca Ecevit bu işi bir daha konuşmadı. Tunceli'li bir şahıs anası saf Ermeni baba tarafı Dersim İsyan'ına katılmış ve  (1600) bin altı yüz kadar ölü vermiş. Bu adam üniversitedeyken 1968 kuşağı yani komünist. Mezun oluyor. Burada ise elinden tutuluyor ve S.S.K'nın genel müdürlüğüne getiriliyor ve S.S.K'yı batırıyor. Beyler bu batırış öyle rastgele değil, bana göre "Tasarlayarak ve planlayarak". Çünkü duyduklarımız o kadar feci ki bu kadarı ancak kasıtlı olarak yapılır. O zat S.S.K'nın başındayken S.S.K ilaçları ve telsizleri PKK'nın mağaralarında bulunuyor. Hakkında soruşturma açılıyor, ceza alacakken "Rahşan Affı" yetişiyor. Belli ki birileri onu koruyor, belki de Rahşan affıda onun için çıkarılmıştır.Sonra  C.H.P'ye bir kaset operasyonu yapılıyor ve bu adam getiriliyor. Tam da o günlerde CIA ve MOSSAD, FETÖ'yü kullanmaya başlıyor. Zaten kaset işi de onların işi. Sonra ne oluyor, CHP'nin başına getirilen bu adam FETÖ ile "söz birliği" yapıyor. Hiçbir zaman şöyle dolu dolu benim gibi FETÖ'ye "alçak,namussuz,satılmış A.B.D köpeği,hain" diyemiyor. Her lafı, her sözü FETÖ'nün iftira ve kumpaslarıyla uyumlu oluyor. FETÖ uyduruyor, o yapıyor, konuşuyor. FETÖ'nün piçleri tırlarımıza operasyon yapıyor, onlarca basına ve dünyaya servis yapıyorlar. Ve Türkiye aleyhinde yalan söylüyorlar. Türkiye'yi siyonist ve Haçlı ittifakına yem yapmaya çalışıyorlar. FETÖ ile aynı camiye gitmiyorlar ama aynı amaca hizmet ediyorlar. PKK'nın siyasi mekanlarına birisi arka diğeri ön kapıdan girip buluşabiliyorlar. Bir de bu Tunceli'li, A.B.D'li trilyoner "Soroz ve Rochefeller" vakıflarından yardım gören bir sivil toplum kuruluşu hem kurucusu hemde üyesidir. Yani FETÖ kimin köpeğiyse bu zatta aynı patronun uşağıdır. Ve bunların topu birden "barış" gönüllüsüdür.Lafın tamamı deliye söylenir. Şimdi soralım "Neymiş kontrollü darbe? Kimmiş darbenin siyasi ayağı?"

Saygılarımla