Vali Ekici, ziyaret ve programlarına hafta sonunda da devam etti
Satrancın şampiyonları madalyalarını aldı
Öğrenciler Başsavcı ve Savcı oldu
Bayramın keyfini doyasıya çıkardılar
Bu yazı 21 Temmuz 2017, Cuma 09:29:41 tarihinde eklendi. 470 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

15 TEMMUZ BİR DESTANDI, ONU ANMAKTA AYRI BİR DESTAN OLDU. -

15 TEMMUZ BİR DESTANDI, ONU ANMAKTA AYRI BİR DESTAN OLDU.

Yıl 1015. Ay ve gün 18 Mart sabahı. Yer Çanakkale boğaz tabyaları.Bütün haberler o günü düşman donanmasının boğaza saldıracağını işaret etmektedir. Komutanlar subayları ve erleri uyarmış, "Gözünüzü dört açın düşman her an gelebilir" demiştir. Toplar yağlanmış, namlular temizlenip atışa hazır hale getirilmiştir. Mermiler istiflenmiş, gözler denizde ki ufuk çizgisine sabitlenmiş, dudaklarda dualarla düşman gözlenmektedir. Şimdi bir anda kendinizi o askerlerden birisi kabul edin. Bir top mevzisinizdesiniz. Bütün hazırlıkları yapmış, düşman bekliyorsunuz. Beklenen düvün alayı değildir. O güne kadar insanlık tarihinin gördüğü en büyük armadasırdır. Gelecekler güçlü toplarıyla ortalığı ateşten cehenneme çevirecekler, hedefte sen varsın. Devletin,milletin,namusun,inancın var. Ve beklenen saat geliyor. Ufukta yüzlerce gemi dumanlarını savura savura geliyor. Böyle bir atmosferde düşmanı ilk gördüğünüzde siz olsanız ne yaparsınız? Nasıl bir tepki verirsiniz? Nara mı atarsınız, küfür mü edersiniz, yoksa korkakçasına bırakıp kaçar mısınız? Ben askerlerimizin ne yaptıklarını söyleyeyim. Bütün mevzilerden ezan sesi yükselmeye başlıyor. Görüyorsunuz imanı,inancı. çünkü bu milletin en değerli varlığı ezanı,Kuran-ı ve dinidir. Dün öyleydi ama bugün de öyledir, yarın da öyle olacaktır. 15 Temmuz gecesi ezan ve sela seslerini duyduğumuzda bende hep ve her zaman Çanakkale'de ki o ruh ve heyecanı hatırlarım ve yaşarım. Eğer ben böyleysem eminim ki Top-yekün milletimiz de öyledir. 2016 - 15 Temmuz gecesi başkomutan çağırdığında, ezan ve selâlardan, minarelerden çınlamaya başladığında Top yekün bir milletin evlerinden fırlayıp sokaklara akması, tankların önlerinde etten bir kale olmaları ancak inanç ve irfanla anlaşabilir.

15 Temmuz'un yıl dönümünde bu heyecanı bir defa daha yaşadık. Yine selâlar okundu, şehitlerimiz anıldı. Milletimiz yine meydanlara doluştu. Düşmanlarımızın her zaman inancımıza ve imanımıza saldırmalarını bir defa daha anladık. Acaba M.Akif sağ olsaydı ne yazardı? “İmandır o cevher ki ilahi ne büyüktür. İmansız olan paslı yürek sinede yüktür.” İstanbul'un bir kaç meydanında, Ankara'da, Konya'da, velhasıl ülkemizin her şehrinde özellikle Diyarbakır, Van gibi güneydoğu illerimizdeki kalabalıkları gördüğümde içimi bir mutluluk kapladı. Doğulusu,batılısı,güneyi,kuzeyi ve ortasıyla bütün bir millet aynı selâları okuyor, aynı duaları ediyor, aynı bayrağı sallıyor, aynı inanç paylaşılıyordu. Sevinmemek, heyecanlanmamak mümkün mü? Galiba aradığımız birlik ve beraberlik çizgisini yakaladık. Yıllarca törpülenen değerleriniz yeniden canlanıyor, koparılan bağlar yeniden ekleniyor. Yeniden kucaklaşıyoruz, şahlanıyoruz, diriliyoruz.

N. Fazıl Kısakürek "Zindan" şiirinin son kıtasında diyor ya;

"Mehmedim sevinin başları yüksekte                                                                                                                                      Ölsekte sevinin, eve dönsekte                                                                                                                                                     Sanma ki bu teker kalır tümsekte                                                                                                                                           

 Yarın elbet bizim, elbet bizimdir,                                                                                                                                             Gün batmış, gün doğmuş. Ebet bizimdir."

 

Saygılarımla

Yazdır Paylaş
Diğer Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek