Darbelerin Müşterek Yanı, yalanlar ve iftiralar -

Geçen hafta 27 Mayıs 1960 darbesinin yıl dönümüydü. Necip Fazıl bu darbeye “gece baskını” derdi. Bence de “bir takım haydutların baskın yaparak Türk milletinin iradesini gasp etme” hareketidir. Bizler sade vatandaş, polis, asker veya hükümet görevlisi değiliz. Zamanı gelince dilediğimiz siyasetçiye oy veren sade vatandaşız. Öyleyse bizi en çok ilgilendiren kısım darbenin alt yapısını kurgulayan, hazırlayan “yalan ve iftira” kısmıdır. Yarım asrı geçen ömür tecrübemde gördüm ki darbe yapılacak siyasi iktidarlar önce yoğun yalan iftira kampanyalarıyla yıpratıyorlar, itibarsızlaştırıyorlar” biz Türk milleti olarak önce bunu anlamalıyız. Çünkü “alçakların, haydutların, ajanların, hainlerin oyununa gelme” ihtimalimiz vardır. Nitekim de halkımızın birçoğu bu oyunlara maalesef geliyorlar. 1960 darbesiyle, 2016 Temmuz darbe teşebbüsü arasındaki en çok benzer taraf yalan ve iftiraların benzerliğidir.

Bir gün bana bir CHP ileri geleni “Tayyip Erdoğan’ın 25 milyar doları varmış” dedi. “sen ne diyorsun? 25 milyar dolar kaç paradır bilmiyor musun” dedim “tabi tabi 4 leventte Avrupa’nın en yüksek binası var gördüm. Bu binada Tayyip Erdoğan’ınmış” dedi. Araştırdım o binanın yüzde otuz altısı “tatlıcı” kardeşlerin arsa payıymış, gerisi de kiler mazalar zincirininmiş. Peki, bu yalanın Menderes’e atılan iftiralarla benzerliği nedir? Anlatayım 1960 27 Mayıs günü Eskişehir garnizon komutanı akşama kadar belediye hoparlöründen ilan ettirdi. “menderes ve arkadaşları (12) uçak dolusu altınla kaçarken yakalandılar” diye aynı yalanı şimdiki belediye reisi de genç bir CHP militanı olarak bildirilerle aynı gün şehir sokaklarında dağıttırmışlardı. Peki, bu doğru muydu? Asla doğru değildi. Peki, neden “(12) on iki uçak dolusu altın?” nedenini anlatayım “Adolf Hitler” diyor ki “eğer yalan söyleyeceksen büyük olacak yalan ve iftiranın küçüğüyle kimse ilgilenmez” işte Tayyip Erdoğan’ın 25 milyar doları varmış” diyenlerinde hocası Siyonist CIA ajanları olduğu için bu işi çok iyi biliyorlar. “birkaç milyar” dense kimse ilgilenmez. Yine 1950’lerde CHP genel sekreteri olan “Kasım Gülek” (kendisi iyi bir masondur, FETÖ’yü masonlarla tanıştıranda odur) demişti ki “Menderes’in İsviçre bakanlarında 184 milyon doları var” şimdide Kılıçdaroğlu “Tayyip Erdoğan’ın İsviçre bankanlarında şu kadar milyar doları var” deyip duruyor. Tayyip Erdoğan “gidin varsa alın, sizin olsun” diyor ama yalancılar susmuyor ki. Yine de bütün darbelerde işin yalan, iftira ve de itibarsızlaştırma” kısmını hep ve her zaman CHP üsleniyor. Adamlar bin defa yalan ve iftira atıyorlar, yalanları ortaya çıkıyor. Pişkince yenilerini sıralıyor, onlarında doğrusu ortaya çıkıyor. Yine de inanıyorlar, kendilerine inanacak saf ve salakları her zaman buluyorlar. Diğer bir gerçekte Türkiye’deki her darbe teşebbüsünün arkasında “CIA, MOSSAD ve yerli iş birlikçilerinin olmasıdır” onun için bu alçakların ilim, bilim ve sosyoloji ve psikoloji uzmanları var. Halkımızı inceliyorlar, “nelere inanırız, ne yalan ve iftiralar iktidarları yıpratır” inceleyip ona göre iddia ve iftira ve yalan uyguluyorlar. CHP ve yandaşı medya bu yalanların sadece yayılmasına köprü görevi yapıyor. Dün böyleydi, bugünde böyledir, yarında böyle olacaktır. Amerikan ajanları içinizde dolaşmaya, halkımızda bu gibi yalanlara inanmaya devam ettiği müddetçe, doğrular bazen öksüz kalabileceklerdir. Yıllar halkımızda yalan ve iftiralara karşı kısmen bağışıklık getirdiğinden özellikle Anadolu inanmıyor, gerçeği görüyor. Saygılarımla.