Lüleburgazlı müzisyenleri ağlatan cenaze
Dondurma sezonu açıldı
33. Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği Cuma günü başlıyor
Bu yazı 12 Mayıs 2017, Cuma 09:32:06 tarihinde eklendi. 534 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

TÜRK MİLLİYETÇİLERİNİN TÜRKİYE'DEKİ EMPERYALİST UŞAKLARIYLA KAVGASI - 1 -

TÜRK MİLLİYETÇİLERİNİN TÜRKİYE'DEKİ EMPERYALİST UŞAKLARIYLA KAVGASI - 1

Ülkü Ocaklarının 3 Mayıs Türkçülük bayramıyla ilgili bildirisi elime geçti. Bu vesileyle ne zamandan beridir Yazmayı düşündüğüm bu bilgilerin tam sırasıdır diye düşündüm. 

Mustafa Kemal Cumhurbaşkanı olup Türkiye'yi idare etmeye başladığında Türk Milletini ve kültürünü Türkçülük temeline bina etmek istemişti. Bu hususta en etkilendiği kişide Ziya Gökalp’tir. Doğru ve Yanlış tartışılabilir. "Tartışılabilir" dedim zira bazen ifrada kaçıp ırkçılığa varan uygulamalar olmuştu. "Kafatası ölçmeler, Güneş dil teorisi" gibi Yine bu gibi iyi niyetli girişimler dil kurumunun başına getirilen Ermeni Aqob Dilançar gibiler tarafından milletimizin binlerce yıllık kültürüne derin yaralar açmıştır. 

Uzatmayalım. Mustafa Kemal Devlet idaresinden ayrılıpta İsmet Paşa gelince her şey, özellikle de eğitim ve kültür politikamız yüz seksen derece değişmiştir." Binlerce yıllık Türk değerlerinden vazgeçilerek, "Bizans ve Helen" Medeniyeti temel alınmıştır. Bu babtan da dünyanın çeşitli yerlerinden "bizansoloji" Bizans uzmanları getirilerek Yurdumuzdaki Bizans kalıntıları ve kültürü ihya edilmiştir.(Kendisi de ulusalcı solcu olan Atilla İlhan  sağlığında 2. kanalda yaptığı programlarda bu meseleyi uzun uzun anlatırdır.) 

Yine İsmet Paşa idaresinde milli olmayan odaklar ülkeye o kadar yayılmışlar ki adeta milli kimliğimiz yok olma yoluna girmişti. Mustafa Kemal Mason lojalarının kapattığı halde İsmet Paşa yeniden açtırmış. Mustafa Kemal komünistlere asla izin vermediği halde ki, komünist Mustafa Suphileri arkadaşlarıyla beraber öldürmüştür. İsmet Paşa zamanında ise Rusya'ya  yaranmak uğruna  komünistler ülkede cirit atmaya her yerde nifak tohumları ekmeye başlamışlardır. İnançlar yasak, milli ve manevi faaliyetler yasak, komünizm serbest. İşte bu durum duyarlı yazarlarımızdan milliyetçi H. Nihal Atsız beyin sabrını taşırmış ve 1944 yılında  Hükümeti ve milli eğitim bakanını muhatap alan birkaç makale yayınlamıştır. Orhun dergisindeki bu makaleler adeta bir bomba tesiri yapmış elden ele dilden dile doluşarak gündemin konusu olmuştur. O güne kadar başkesen diktatör İsmet Paşa iktidarı böyle bir çıkışa şahit olmadığından şaşalamış sonrada ülkede ne kadar milliyetçi aydın varsa  toplanıp hücrelere tıkmışlardır. İhtas edilen suçta "Turancılık" suçudur. 

Burada ki şeyin milletimizce bilinmesinde fayda vardır. Birincisi mahkeme günü adliye çevresinde o kadar kalabalık toplanmış ki, Sonradan Milliyetçiler bu durumu değerlendirirlerken "Ah keşke bilseydik bu kalabalıklarla bir halk devrimi yapabilirdik" diye düşünmüşlerdir. Zira İsmet Paşa iktidarının aslında halka dayanmayan zayıf bir diktatörlük olduğu o gün anlaşılmıştır. 

İkincisi, bu olay İsmet Paşa'nın gözünü korkutmuş, serbest seçime yani demokrasiye geçmeye razı olmuştur. Daha yumuşak kişilerden oluşan Demokrat partililere yol verilmiş ve iki yıl sonrada ilk çok partili seçim yapılmıştır. 

Bazen "biz şöyle demokrasiye geçtik böyle geçtik" derler ya korkudan geçtiler gerisi laftır. Keşke geçmeselerdi? Koskoca Türk Milletini ilelebet esir tutamazlardı. Zira şehit yetimleri de artık büyümüş kimin ne olduğunu  anlamaya başlamışlardı. Uzatmayalım, o günlerde tevkif edilen milliyetçiler hücrelerde aylarca yıllarca bin bir işkencelerle tutulduktan sonra suç teşkil edecek bir fiilleri olmadığından beraat ettiler. Bu davalarda Alparslan Türkeş' te tutuklanmış işkence görmüş, berat etmiş ve Mareşal Fevzi Çakmak'ın sahip çıkmasıyla yeniden orduya dönmüştür. 

(Kısmet olursa bu güne kadar ki mücadeleden bilinmeyen kısımları da anlatmaya devam edeceğiz) 

 

 

Yazdır Paylaş
Diğer Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek