CHP İÇİN EN ADİL SEÇİM 1946 SEÇİMLERİDİR. -

Demokrasi tarihimiz fecaatlarla doludur. Bu feci seçimlerden biriside 1946 seçimleridir. Bu seçimin en bariz özelliği "açık oy gizli sayım" dır. Bu ne demek? şu demektir. Oyu hangi partiye verdiğini açıkça göstereceksin, yani kime, hangi partiye oy verdiğini  sandığın yanındakiler görecekler. Diyeceksiniz ki, bunun ne mahsuru vardır? Anlatayım. Ülkeyi CHP kılcal damarlarına kadar ele geçirmiş, devlet demek CHP demektir. Şimdi bunu okuyan CHP liler "tabi öyle olacaktır, Cumhuriyeti CHP kurdu" diyecekler.  

Nah kurdu. Ulan benim dedem CHP için mi şehit oldu? Devam edelim Jandarma orada, devlet memuru orada, oy kullananlara gözlerini dikmişler "Yanlış yaparsan yarın görüşürüz" der gibi seçmenleri süzüyorlar. Zaten o günleri Jandarma sopasının ne olduğunu siz eskilere sorun. 

İşte aşikare oy kullanmakla CHP'nin mutlak iktidarı sağlanmak istemişti. Peki bu gözle ve sözle tehditler yetti mi ki? Hayır yetmedi. Millet yine oyunu gidip demokrat partiye verdi. Verdide peki neden kazanamadı.? İşte bu noktadan "gizli tasnif" devreye girdi. Partili görevlilere "hadi siz gidin, işiniz bitti, oyları biz sayarız" dediler ve sandıklardan CHP iktidarı çıkıverdi. Yazar ve şair Yavuz Bülent bakiler, anlatıyor. "Biz Ankara'nın bir mahallesinden iki yüz kadar kişi sandığa gidip, demokrat partiye oy kullandık, ertesi gün öğrendik ki bizim sandıktan demokrat partiye 17 (on yedi) oy çıkmış." İşte bu seçim CHP liler için en adaletli, en dürüst seçimdir. Çünkü istedikleri gibi çalmışlardır. Ha, bide şu var. CHP'nin buna benzer adaletli seçim yaptığı yerler sonraları da olmuştur. Mesela 1973 seçimlerinde, hatay'ın  samadağ ilçesinde CHP'ye nüfusundan daha çok oy çıkmıştır, bunu nasıl becerdiler.? Buda CHP'ye mahsus bir marifettir.. 

GELELİM BUGÜNE. 

1950'den beridir kaybettikleri her seçim için hile yaygarası yapan CHP son oylama içinde aynı şamatayı tekrarlamaktadır.16 Nisan günü ben evimden çıktım bana bildirilen adresteki sandığa gittim. Görevli memurlar ve parti temsilcileri oradaydılar. Nüfus kağıdımı gösterdim. Listede adımı buldular. Elime oy pusulasını verdiler. O gizli mekana gittim, oyumu dilediğim yere işaretledim ve getirip sandığa attım. Listedeki ismimin karşısını imzaladım. Zarfın üzerine hiç dikkat etmedim. Şimdi oyumu kullandığım zarf mühürsüz ise bu benim suçum mu? Şu noktada kendimi zor tutuyorum. Bu kadar nizami kullandığım oyumu saymayacak olanın ben yedi ceddine sayarım! 

Buralarda birileri konuşuyor Avrupalı köpeklerden daha  çok havlıyor. Ulan siz bela mısınız be. Bu milletten ne istiyorsunuz.? Kılıçtaroğlu kendisi söylüyor "Sahtekarlık yok, usulsüzlük var.." diyor. Ulan usulden banane. Ben oyumu doğru kullandım ya. Benim tercihimi yok caymak alçaklıkların en alasıdır. Sahtekarlık yapan varsa ona da dileyen istediği kadar küfredebilir. 

Avrupa'ya gelince, onlar bizim için ne zaman güzel bir şey dilediler.? İzmir'i, Kıbrıs’ı versek. Doğuda bir Kürt devleti kurdurtsak. Köprüler, Barajlar, Hava alanları, Santraller, Barajlar yapmasak eskiden olduğu gibi kapılarında dilenci olsak onlar bizi o zaman belki biraz severlerdi. Onlar birilerini çok seviyorlar ama Türk milletini hiç sevmiyorlar. 

                                                                                                                                             Saygılarımla..