Devlet Bahçeli’yi tanımak Türkiye’nin düşmanlarını tanımaktan geçer -

Şuanda Türkiye’de en çok tartışılan isim Devlet Bahçeli’dir. Malumunuz başkanlık sistemiyle ilgili kanunun gündeme gelmesi, ardından mecliste görüşülmesi ve de referanduma gidecek oy sayısına ulaşmasındaki kilit isim Devlet Bahçeli’dir. Peki, Devlet Bey neden böyle bir hamle yaptı? İşte bu suale iyi bir cevap vermek için Türkiye’yi iyi anlamak lazımdır. İsterseniz şuradan başlayalım, siyaseti iyi takip edenler hatırlayacaklardır 2002 seçimlerine de Türkiye’yi götüren yine Devlet Bahçeli’dir. Eğer 2002’deki ortamı iyi anlarsınız Hem Bahçeli’yi, hem Türkiye’miz için ne dolaplar çevrildiğini hem de en önemlisi başkanlık sistemini anlayabilirsiniz. Anlatalım o zaman. 1999 seçimleri sonucu meclisten tek parti iktidarı çıkmamıştı, o gün en çok oy alan ve en çok milletvekili olan DSP’nin lideri Bülent Ecevit başkalığında DSP, MHP ve ANAP koalisyon hükümeti kurulmuş idi. Ecevit Başbakan, Devlet Bahçeli ve Mesut Yılmaz’da başkan yardımcısı olmuşlardı. Hükümet iyi kötü yürüyorken, birileri Ecevit’in partisi DSP’ye el attı. Önce Ecevit’i bir MASON ’un özel hastanesine kapattılar onu orada bir şekilde etkisiz hale getirmeye çalıştılar. Ecevit oradan bir şekilde kaçmaya muvaffak oldu. (Rivayete göre MİT eşini uyarmış öyle söylüyorlar) Ecevit hastaneden kaçıp da kurtulunca bu defa partisine el attılar, üçer beşer milletvekillerini istifa ettirmeye başladılar. Plan şuydu, o güne kadar saflığından istifa de edipte her istediklerini yaptırdıkları Ecevit ihtiyarlamıştı onun yerine tamamen global çeteye hizmet edecek bir lider müsveddesi bulup oturtmalıydılar. Bu lider adayları da sabatayist, yani gizli Yahudi olan İsmail Cem (İpekçi) idi. Maksatları Türkiye üzerindeki gizli işgallerini tamamen kendilerinden olan birisiyle güçlendirme idi. Zavallı Ecevit’in manevi evladı sayılan en yakın adamı Devlet bakanı yaptığı Hüsameddin Özkan bile ayrılıp gidince Devlet Bahçeli oyunu gördü ve 2002’in yazından Bursa Koca Yayladaki bir parti piknik toplantısında o meşhur demecini patlatıverdi. “3 Kasım da erken seçime gidelim” daha normal seçime birkaç yıl varken Devlet Bahçeli’nin bu çıkışı ülkede bomba tesiri yaptı. Malumunuz 2002 seçimleri Bahçeli’nin tespit ettiği tarih de yapıldı. O günkü meclisteki ve iktidardaki partilerin hiç birisi yüzde on barajını aşamadılar, buna Bahçeli’nin partisi de dahildir, ama o günden beri iktidar olan Ak Parti tek başına gerekli milletvekiline ulaştı ve iktidar oldu. devlet Bahçeli o gün seçim kararı verirken kendi partisinin baraj altında kalacağını tahmin edebiliyor muydu, bilmiyorum ama yaptığı iş çok büyüktü ve de çok fedakârcaydı. Hani sık sık söylediği “önce ülkem” sözüne çok uygundu. Çünkü Türkiye üzerinde plan yapanların hayalleri allak bullak oluverdi.

Kim ne derse desin Devlet Bahçeli 2002’de bir devrim yapmıştı. Daha büyüğünü de şimdi yapıyor kim ne söylerse söylesin, yeni çıkacak olan kanun sayesinde meclisimiz, hükümetlerimiz ve de ülkemiz üzerinde alçakça planlar yapanların oyunları ebediyen bozuluyor. Emperyalist haydutların sesi ve nefesi olduklarından asla şüphe etmediğim çevrelerin telaşı ve debelenmeleri bundandır. Bugüne kadar ben dahil Bahçeli’yi çok tenkit ettik. Şimdide biraz övelim. Biliyor musunuz Bahçeli hiç milletvekilliği maaşı almıyor, pardon alıyor da tamamını talebelere burs olarak veriyor, hem de bunu taa baştan beri yapıyor. Belki de şu kanun çıktıktan sonra siyaseti bırakacaktır. Ama bıraktığı eser çok az siyasetçiye nasip olmuştur. Ülkemizin gizli kahramanlarından birisidir, tebrik ederim. Saygılarımla