Bende Bu Kadar Hain Gazetecimiz Olmasından Utanıyorum -

10 Ocak gazeteciler günüydü. Bu vesileyle Mecliste grubu bulunan parti sözcüleri birer açıklama yaptılar. Bende tesadüfen CHP’nin açıklamasını dinlemiş oldum. CHP sözcüsü; “Dünya’da en çok gazetecisi hapiste olan ülkeyiz. Bu durumdan utanıyorum.”dedi. Gerçekten de utanılacak bir durum. Bugüne kadar kimseye göstermedim, lazımda olmadı ama gazetem bana da bir kart verdi. Malumunuz on beş yıldır kesintisiz, kırk yıldır da aralıklarla yazıyoruz ama gazetecilik benim geçim kaynağım değildir. Yani yazdığımız yazılardan ücret almıyorum. Şunun için söylüyorum. Eğer gazetecilerle ilgili bir hüküm veya bir söz olursa az veya çok ucundan kenarından bizi de alakadar eder. Demek istiyorum ki bizimde az veya çok söz hakkımız vardır değil mi?

Öyleyse bu husustaki sözümü ve fikrimi söylüyorum. “Dünya’da bizim kadar alçak ve satılmış, hain gazetecisi olan başka bir ülke var mıdır?” Bende bu alçakların gazeteci olmalarından utanıyorum. İtham etmek kolayda ispat etmek lazımdır değil mi? Edelim o zaman. Gözü olan görüyor, kulağı olan duyuyor, idrak’ı olan idrak ediyor ki, bu gün ülkemiz dört yandan saldırı altındadır. Gerçi bu durum bu günün meselesinde değildir. Asırlardır saldırı altındayız da bu günlerde daha da çok yoğunlaştı değil mi? Her gün Şehit haberleri alıyoruz. Hafta geçmiyor ki bir yerlerde bir bomba patlamasın. Böyle bir ortamda ülkemizi kim koruyacaktır? Tabi ki askerimiz, polisimiz v.s. Peki böyle bir vazife esnasında Şehitlerimiz olur değil mi? Eğer askerlerimiz, polislerimiz, korucularımız veya o sorunlu bölgelerde görev yapan bürokratlarımız her an saldırı altında mıdırlar? Her an Şehit edilme ihtimali taşıyorlar mı? Evet. Öyleyse Şehitlik mertebesinin kutsallığına inanmayan bir askerden, polisten, bürokrattan sen fedakarlık bekleyebilir misin? Şehitlik makamı milletimiz için bu kadar kutsal ise bazı alçak gazetecilerde bu ŞEHİTLİK makamına saldırıyorlarsa bunlara ne diyelim? Hürriyet gazetesinde makale yazan Selahaddin Duman, “Bir oğlum daha var vatana oda kurban olsun” diyen baba için, “Tabi kurban eder bir Şehit yüz bin, iki Şehit iki yüz bin” diyerek Şehitlik makamını aşağılaması, yine aynı gazeteden Ahmet Hakan’ın, “Devletten maaş alan görevli öldürülürse Şehit olmaz.” Demesi neyin işaretidir? İşte yarım yamalak da olsa bir gazeteci olarak ben bu pisliklerden utanıyorum. Bir gazeteci müsveddesi içeriye girdiğinde Dünya’nın bütün emperyalist haydutları kapısında toplanı verdi. ABD Başkan Yardımcısı bile evine gelip taltif etti oğluna, “Baban bir kahraman.”dedi. Emperyalist haydutların itleri de bu ülkede bu kadar rahat gazetecilik yapabiliyor ya, işte ben bundan utanıyorum. Amerikan bayrağına sarılmış gazetecilerden utanıyorum. NEDEN BU ÜLKEDE BU KADAR GAZETECİ HAPİSTEDİR? Çünkü dünyanın hiçbir yerinde şu sıraladığım gibilere gazetecilik yaptırmazlar da ondan. Kendi ülkesine bu kadar düşman olanlara, kendi milli değerlerine, polisin, askerin moral ve iman değerlerine bu kadar açıktan saldıranlar, başka ülkelerde gazeteci olmak şöyle dursun ellerine kalem bile alamazlar. Gazeteci sıfatını ise hiçbir zaman kazanamazlarda ondan dünyada bu ülke kadar özgür bir ülke yoktur. İşte bende bundan şikayetçiyim ve bu şerefsizlerin gazeteci olmalarından utanıyorum.

Saygılarımla…