Başkanlığı savunmak ihanetse, Türkeş, Demirel, Özal hain miydi? -

Öyle diyor Kemal Kılıçdaroğlu “Başkanlık sistemine destek vermek ihanettir” diyor. Vaybee, ben acizane yarım asırdır başkanlık sistemini savunuyorum. Bu mevzuda ülkücü gençlere kaç seminer verdim, sayısız meydanda salonda konuşma yaptım, şimdi ben hain miyim? Bunca yıldır ülkeme ve milletime ihanet mi ettim?

Pekii, merhum Alparslan Türkeş siyaset meydanlarına çıktığı günden ta bu dünyadan göçünceye kadar başkanlık sistemini savundu, hem de sadece yüzde üç oy alırken bile, o hainlik mi yaptı? Yine bu ülkenin son yarım asrına damgasını vurmuş akıllarından ve vatanperverliklerinden asla şüphe etmediğimiz Turgut Özal, Süleyman Demirellerde başkanlık sistemini savunmuşlardı. Bu adamlarda mı vatana millete ihanet ediyorlardı? Bu ne biçim söz? Bu ne arsızlık? Bu ne haddini bilmezlik yahu? Gerek Özal’ın gerek Demirel’in ve gerekse Alparslan Türkeş’in aklından fikrinden, devlet tecrübesinden ve vatanperverliklerinden şüphesi olan var mı? Varsa bende onların aklından şüphe ederim. Devlet Bahçeli “Benim bir oyum vardır. Başkanlık sistemi meclise geldiğinde benim o bir oyum EVET olacaktır. Referanduma gidildiğinde yine meclisteki gibi EVET oyu kullanacağım” demişti ya, Kılıçdaroğlu birazda Devlet Bahçeli’nin o açıklamasına atıfta bulunarak “Başkanlık sistemine destek vermek vatana ihanettir…” diyor. Yani Devlet Bahçeli hain oluyormuş ta, Kemal Kılıçdaroğlu çok vatanpervermiş. Dahası Türkeş, Özal, Demirel, Bahçeli ve bütün bu liderlerin taraftarları dahası BEN ve topyekün Ak Partililer ve de referandumda EVET oyu verecek olanlar hepsi de hainmiş te, Kılıçdaroğlu ve yoldaşları yani PKK’lılar çok vatanpervermişler. Yuh olsun sana, yuh olsun senin gibilere. Yuh olsun senin o PKK’lı yoldaşlarına.

Peki, bunların telaşları nedir? Başkanlık sistemine bu kadar ateşli bir şekilde karşı çıkmaları nedendir?

Ben CHP ve genel başkanlarını çok iyi anlıyorum da, bilmem okuyucularıma anlatabilir miyim? Bu ülkede sadece on dört seneden beridir istikrar var. Ondan öncesini gençler bilmezler yaşlılar ise unuttular. Hükümetler kurulamazdı koolisyonlar olur onlarda çalışmaz “Senin dedin olacak benim dedim olacak” kavgalarıyla meclisler kilitlenir, bazen meclis başkanı seçilemez aylarca oylama turları yapılır. Bazen cumhurbaşkanları seçilemez darbelere vesile olurdu. Ülkenin işleri yürümez özellikle solcu vekiller uzun konuşmalar yapar sağa sola çatarlar, sonra sataşma bahanesiyle yeni yeni söz almalarla vakitler geçer, işler yürümez. Meclisi takip eden halkımızda kahvelerde bunlara ağır hakaret ederlerdi. Meclisin şeref ve haysiyeti de düşer ülkemize bir istikrarsızlık iklimi çökerdi. Başkanlık sistemiyse bu meclis şovmenlerinin oyuncağı olmaktan çıkıyor. Bakanlar meclis dışından seçildiği için “Bizim vekil bakan olmuş yürüyün Ankara’ya” dönemi bitiyor. Bakanlar oyla seçilmedikleri için mahalli ağaların oy desteklerine de ihtiyacı olmayacağından kendilerini devlet işlerine daha rahat adaya bileceklerdir. Bu durumda çok verimli olacaktır. Bu “ihanet” sözüne açıklık getirebilmek için yani “zırvaya tevil” için Kılıçdaroğlu şöyle dedi “Başkana meclisi feshetme yetkisi veriyorlar. Ben onu kasteddim.” İyide başkan meclisi fesh ettiğinde kendisi de istifa etmiş sayılacaktır. Bunu kim yapar? Ben yine yanılmadım herhangi bir şeyi CHP ne kadar istemiyorsa, o şey o kadar güzeldir, iyidir, hoştur, olması gerekir. Saygılarımla.