Alın size bir Atatürkçü daha, yerseniz -

“Biz İzmir olarak Türkiye’den ayrılıp Avrupa Birliğine girmek istiyoruz…” diyor, bir CHP İzmir Milletvekili.

Sahi mi yahu. Sadece İzmir olarak mı? Trakya’yı da ayırmıyorsunuz değil mi Türkiye’den? Televizyonlardan kendi ağzından duyduğumda şaşırdım, ağzım açık kaldı. Baya “biz ayrılıp Avrupa’ya girelim.” Diyor, İzmir olarak. Eee, o zaman İzmir’i neden kurtardık ki? Hazır Yunanlılar işkal etmişlerdi. Şimdide Yunanlılar Avrupa Birliği’nde olduğuna göre eğer Yunanlıları kovmasaymışız o zaman sayın milletvekilinin arzu ve aşkı kendiliğinden gerçekleşecekmiş. Yahu bu adam bu sözleri bu ülkede nasıl söylüyor? Sonrada bu ülkenin sokaklarında nasıl dolaşıyor? İzmirlilerin arasına nasıl giriyor, yüzlerine nasıl bakıyor? Bu ülkenin gazi meclisine nasıl girip oturuyor? Bu devletten nasıl maaş alıyor? İnanılır gibi değil. Milattan önce yaşamış bir Hint filozofu vardır adı “Beydeba”dır.  Onun “kelilevedimne” adında bir kitabı vardır. Hayvanlar üzerinden masallar anlatarak insanlara ders verir. Orada şöylede bir masal vardır. Bir gün Bozkurt dağlarda yiyecek bulamayarak aç kalmış ovaya inerek bir kabaya yaklaştığında bir köpeğe rastlamış. Köpek gayet besiliymiş. Kurt yaklaşarak “köpek kardeş bakıyorum çok besilisin hiç aç kalmamışa benziyorsun” demiş. Köpek “Benim ağam var. Beni aç bırakmaz. İstersen sende gel ağam zengindir, cömerttir sana da bakar.” der. Kurt “iyide bunun bir bedeli yok mudur?” diye sorunca köpek “yahu ne olacak etrafında biraz hoplar, zıplar, şaklabanlık yaparsın o kadar” der. Kurdun pek aklına yatmasa da dağlarda acından pisipisine ölmektense kabul etmeye karar verir. “Tamam, ben öyle şeylere pek alışık değilsem de sana bakar öğreniriz, kabul ediyorum” der. Kurt köpeğin ardına düşüp ağanın çiftliğine doğru giderlerken gözüne bir şey takılır, oda köpeğin boynundaki tasmadır. “Kurt bunu sorar “köpek kardeş şu boynundaki de nedir?” Köpek anlatır “Ha o mu, önemli değil canım ona tasma derler. Ağam beni bazen bu tasmayla bağlar, bazen de ipin ucunu eline alır beni gezdirir. Yaramazlık yapmayayım diye” der. Bozkurt bu tasma meselesini duyunca birden durur ve şöyle der “Bir dakika köpek kardeş. Hadi şu kuyruk sallama etrafta dönüp şaklabanlık yapa neyse de bu tasma işi bana çok ağır geldi. Boynumdan bağlatıp özgürlüğümü birisine teslim etmektense, hür olarak dağlarda acımdan ölmeyi tercih ederim. Hadi bana eyvallah” der ve kendisini dağların özgür kucağına atar.

Bilirsiniz kurtlar sirklerde oynatılamayan tek hayvandır. Esareti kabul etmezler. Bu masalı anlattıktan sonra bir şey söylemeye gerek var mı? Boynu tasmalı köpek gibi yaşamak kime şeref kazandırır? Adama bak İzmir’i Türkiye’den ayrılıp Avrupa’ya girecekmiş. Ulan bunun şakası bile cinayet sebebidir bee. Şimdi bu adam birde utanmadan anıtkabre gider değil mi? Mustafa Kemal bunun yüzüne tükürmez mi? Yahu sen Yunan milletvekili misin? Daha önceden bir milletvekili “Eğer Türkiye İran’la savaşırsa ben İran’dan yana olurum” demişti de sonrada kıvır kıvır kıvırmıştı. Şimdi bu adamda kıvırmaya çalışacaktır ama ağzından duyduk. Hem de öyle FETÖ’nün kasetleri gibi montaj falan değildi. Son zamanlarda CHP’nin HDP’lilerle yakınlığı da zaten dillere destan. Ne son zamanı canım Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığından beridir. Beraber “Türkiye’yi böldürmeyeceğiz” mitingleri de yapıyorlar. Şaka gibi değil mi? Bunların sarmaş dolaş hallerini Mustafa Kemal görseydi sevincinden gözleri yaşarırdı değil mi? Bunları da yutanlar var ne diyelim. Hani bir söz vardır ya “Ne günlere kaldık hey koca Hünkar eşek kral olmuş, katır mühürdar…” Böldürmeye gelince Diyojen’in dediği gibi “gölge etme başka ihsan istemem.” Saygılarımla…