Bu Atatürkçülerin M. Kemal’le nokta kadar alakaları var mıdır acaba? -

Dersim’deki, galiba Munzur Çayı’nda olacak devlet bir köprü yapmaya karar veriyor. Çevredeki halktan bu köprüye itirazlar oluyor. (Hani şimdi de yapılan her köprüye itiraz edenler var ya, işte öyle bir şey) Bu defada devlet köprünün yapılacağı yere bir karakol inşaa ediyor ve köprüyü beklemek için oraya aklımda kaldığına göre 27 civarında bir asker konuşlandırıyor. Köprünün yapılmasını istemeyen çevre halkı bir gün o karakola baskın yapıp askerlerimizi öldürüyorlar. Bu olayı Dersim Valisi açıp telefonu Mustafa Kemal’e bildiriyor “Efendim, Dersim’de isyan çıktı askerlerimiz öldü…” Cevap “Yakın orayı” deyip M. Kemal telefonu kapatıyor. Vali meseleyi tam anlatamadığını düşünerek bütün metanetini toplayıp telefonu yeniden açıyor “Efendim, isyan çıktı askerlerimiz öldü.” M. Kemal’den gelen emir çok kısa ve keskindir. Bütün haşmetiyle “Yakın orayı dedim” ve telefonu yeniden sert bir şekilde kapatıyor. Sonuç Dersim baştan başa yakılıyor. Adı da Dersim iken Tunceli olarak değiştiriliyor. Dersim halkına “Başınıza tunçtan tokmak iner” denilmek isteniyor. Ha bu arada Dersim İsyanı bastırılırken Kemal Karabulut (Şimdiki soyadı Kılıçdaroğlu’dur) ailesinden yani baba tarafından kırk üç kişi falan ölüyor (43). Ana tarafıysa zaten “Ermeni tehcir kanunu”yla sürgün edildiğinden bu olayla ilgileri yoktur.

Şimdi bu olayı neden anlattım? Malumunuz On Kasım geçti. M. Kemal’in ölüm yıldönümü olan bu günlerde her yıl olduğu gibi yine “Atatürkçülük” yarışmalarına girdiler. “Şöyle Atatürkçüyüz, böyle severiz.” Yürüyüşler, nutuklar, şovlar, breh bireh bunlar ne Atatürkçüymüşler yahu. Peki, arkadaş M. Kemal’i sizin elinizden almaya hiç niyetimiz yokta yahu siz ne yüzsüz adamlarsınız. Eğer sahiden Atatürkçüyseniz doğru dürüst Atatürkçü olun yahu. Hadi allahsızdan

Kitapsızdan ateistten olur diyelim PKK’lıdan olur mu yahu? Yukarıda dersim isyanındaki M. Kemal’in tavrını anlattım. Peki, şimdiki şu Atatürk şovmenleriyle hiç benzerlikleri var mı? M. Kemal haini hiç affeder mi? PKK’lıya hiç hayat hakkı tanır mı? Geçen hafta PKK’lı milletvekillerini devlet toparladı içeriye tıktı. CHP’nin genel başkanı ne dedi? Ne yaptı? Raptiye üstüne oturmuş gibi hop hop zıpladı. PKK’lıları savunmak için bütün maharetini ve selahiyetini kullandı. Daha önce de kayyum atanan PKK Belediye reisleri için aynen kendi partilerinden daha çok savundu. CHP’nin “Cizre raporu” nu hiçbir zaman unutmayacağız. “orada devlet orantısız güç kullanmıştır” demişlerdi. CHP’nin bu raporundan ilham alarak ABD’li emperyalistlerde ülkemize homurdanmışlardı. Şimdi de bölücü eşkıyayı savunmada batılı emperyalistlerle CHP’nin sözcülerinin tavırları da, sözleri de hep aynıdır.

Yahu bu nasıl Atatürkçülük? Atatürk böyle miydi? O emperyalistlerle aynı dilimi konuşuyordu? PKK’lı vekil “biz sırtımızı YPG’ye, PYD’ye eşkıyaya, teröristlere dayadık” diyor. Öteki de “PKK sizi, tükürüğüyle boğar” diyor. Diğeri PKK’ya aracıyla silah taşırken yakalanıyor. Şimdi bunlar cezalandırılmasa mı? Bu eşkıya ve teröristleri ne yüzle savunuyorsunuz? On kasım günü Anıtkabir’e ne yüzle gittiniz? Mustafa kemal mezarından doğrulsaydı da “defolun buradan” deseydi ne yapacaktınız? Eğer mümkün olsaydı da yerinden kalkmış olsaydı emin olun sizi kovardı. Hem de öyle bir kovardı ki o Anıtkabir’in bir daha yakınından bile geçemezdiniz. Bir çift lafında şu bizim Trakyalılara var “Atatürk” deyip bizi hiç konuşturmuyorsunuz. Oylarınızı da şu CHP’ye veriyorsunuz. Tamam, verinde, söyler misiniz şu CHP’nin neresi Atatürkçü, bana bir anlatın “aynası işidir kişinin lafa bakılmaz. Rütbei aklı bilinir eserinden” ziya paşa. Saygılarımla