Murat mahir Altan, depremzedelerle buluştu
Yavuz Muhtar yeniden aday
Vali Ekici, jandarma personeli ile iftar yaptı
Ahmetbey köftesine coğrafi işaret almak için protokol imzalandı
Bu yazı 08 Kasım 2016, Salı 09:21:40 tarihinde eklendi. 1541 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

“Hâkimiyet Bila Kaydu Şart Milletindir” M. Kemal -

“Hâkimiyet Bila Kaydu Şart Milletindir” M. Kemal

Ben fırsat bulduğumda ara sıra solcuların televizyonlarını da izlerim. Onlar çok heyecanlı oluyorlar. Çokta laf biliyorlar. Bir keresinde Muharrem İnce konuşuyordu. Genel Kurmay Başkanlığının kapısında şöyle bir yazı varmış “Hâkimiyet Milletindir.” Muharrem İnce buna itiraz ediyordu “Olur mu efendim. Hâkimiyet milletindir kelimesi yanlış. Doğrusu Hâkimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir. Olacak.” Sayın Muharremciğim seninki de yanlış. İlla da doğrusunu söylemek gerekiyorsa o zaman Mustafa Kemal’in ağzından çıktığı gibi söylemek lazımdır. Ne demiştir “Hâkimiyet bila kaydu şart milletindir.” Yeni nesil “Bila kaydu şart.” Ne demek bilmiyor mu? Evet, bilmiyorsa o zaman öğrenecekler. Mustafa Kemal’in lisanını bilmemek ayıp değil mi? Siz ne biçim Kemalist’siniz? “İşte o biçim” desenize. “Deveye neden boynun eğri demişler, nerem doğru ki demiş.” Mustafa Kemal şöyle demiş, böylemi demiş meselesini bırakalım da lafın içeriğine bakalım. Yani Mustafa Kemal ne Demiş? “Hükmetmek, iktidarı seçmek, tayin etmek, Türkiye’yi idare etme selahiyetini birilerine görev vermek, kayıtsız şartsız ve itirazsız Türk Milletine aittir…” anladınız mı? Hiçte anladığınızı sanmıyorum. Siz lafları işinize geldiği gibi anlarsınız. Sizin partinizin uzun iktidar yıllarında hiç “Hâkimiyet kayıtsız şartsız” milletin oldu mu? Hiç millete tercih hakkı verdiniz mi? Şimdi başkanlık sistemi konuşuluyor CHP ile HDP “seçtirmeyiz” diyorlar. Başkanlık sistemine şiddetle karşı çıkıyorlar. Hem de ne şiddet, hem de ne karşı çıkmak. Yahu adamlar diyorlar ki “millete gidelim. Milletimiz oylarıyla neye karar verirse o olsun.” Cevap “olmazda, olmaz asla gidemeyiz.” Yahu hani “Hâkimiyet bila kaydu şart, kayıtsız şartsız milletindi.”

Hâkimiyetin millete ait olduğuna inanan bir şahıs milletten kaçar mı? Milletten korkar mı? Bakın Devlet Bahçeli ne güzel söylüyor “Millete gidelim milletimiz neye karar verirse ona boynumuz kıldan incedir, teslim oluruz.” İşte demokrasi budur. Egemenlik milletindir diyorsak milletten kaçmayacağız. Kararına da teslim olacağız. Yoksa Mustafa Kemal şöyle demişte, Genel Kurmay böyle yazmışta, sen demokrat olamadınsa, milletin kararına uyamadınsa o duvarlardaki yazılar ne işe yarar.

Sahi birde şunu tekrar edip duruyorlar. “Cumhuriyeti koruyacağız, Cumhuriyeti yıktırmayız…” Cumhuriyet bunların babalarının malı ya güya başkanlık sistemine geçersek Cumhuriyet elden gidermiş. Bunların zırvalarına da inananlar oluyor. Bunlar çağdaş ya, ilericiler ya, aydın ya bunlar sadece akılları biraz noksan o kadar. Yahu başkanlık sistemi Cumhuriyetin alasıdır be. Neyse bunların saçma hezeyanlarıyla kafa şişirmeye bir son verelim de size bazı ilginç bilgiler vereyim. Cumhuriyetin yıldönümü ya, nasıl ilan edildiğini ve kaç milletvekilinin oy kullandığını bilmek ister misiniz?

Önce süreci anlatayım Sinop Milletvekili Dr. Rıza Nur hatıralarında diyor ki “Savaş bitti Lozan’a heyet göndereceğiz. Baktık ki iki otorite var. Bir İstanbul’da padişah, iki Ankara’da meclis. Odama çekildim padişahlığın kaldırılmasıyla İlgili bir önerge yazmaya başladım. Bunu duyan, bu önergeye bende imza atayım diye sıraya girdiler. Mustafa Kemal de duymuş oda geldi yirmi sekizinci sırada falan oda imza attı…” Yani saltanatın kaldırılmasıyla ilgili önergeyi Rıza Nur vermiş. Böylece Cumhuriyet’in önü açılmış.

 

Cumhuriyet oylanırken 334 mevcudu olan vekillerin ancak 158’i katılıyor. 176’sı mecliste yoktu. Yani yüzde 53 yoktu. 158 vekille hem Cumhuriyet ilan olunuyor, hem yeni Cumhurbaşkanı seçiliyor. Hem de meclis başkanı seçiyor (Üçte iki isteyen Sabih Kanatoğlu iyiki yokmuş.” İlk Cumhurbaşkanımız 15 bin lira maaş alıyordu ki (2641) Reşat altını alınabiliyordu. Bugünün 2 milyon 284 bin lirasına denktir. İsmet Paşa ise bugünün parasıyla 960 bin lira alıyordu. Şimdiki Cumhurbaşkanıysa 35 bin 295 lira alıyor. Birde o günün ekonomik şartlarıyla şimdiyi kıyaslayın. Saygılarımla.

Yazdır Paylaş
Diğer Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek