AB’ye girmek için … - Ertan Bayer

60 yıllık hayal Avrupa Birliği (AB) kimine göre insani yaşam kriterlerini uygulayan bir birlik, kimine göre ise bir Hristiyan Birliği…

Ancak önceki akşam AB,  yarısı Müslüman olan Bosna-Hersek’in AB’ye girmesine onay verdi.   Yarısı Müslüman olan bir ülkenin AB’ye girmesi galiba kolaya kaçıp “AB Hristiyan Kulübüdür” diyenleri biraz yanılttı.

Bakalım  Bosna ile bizim aramızda ne farklı ne aynı burada uzun süre yaşayan bir arkadaşımız anlatıyor…

“Bosna’da Müslümanlar  Kur-an’ı Türkçe okur anlar. Arapça okuma yazma bilenler anlamak için Arapça okur. Ama birbirine hava atmak için Arapça okumaz.

-Bizde Kur-an’ı Türkçe bir kere bile okumamış olan biri bir başkasına yaptığı kötü işi kitabına uydurmak için Kur-an da böyle yazıyor der.

Bosna’da Müslümanlar birbirlerine yardım ederler ama yardım ederken karşı tarafından incinmemesine dikkat eder. Bu nedenle yardım ettiği için asla hava atmaz. Yardım ettiğini belki ailesi bile bilmez.

-Bizde ise yardım yapanlar yaptıkları yardımlarla gazetelere poz verir. Yaptıkları hayır işlerinin haber olmasını isterler. Camide namaz kılarken bile fotoğrafı çekildiğini anlasın poz vermeye kalkar.

Bosna’da  insanlar trafik kurallarına uyar. Işık olsun olmasın yaya geçidine yaya ayağını atmışsa araç ona yol verir.  İnsanlar sokaklara tükürmez.

Bizde ise kendisine yeşil yanan yaya karşıdan karşıya geçmeye kalktığında araba çarpıyor.  Lüleburgaz’dan geçen bir yabancı yayaya yol vermeye kalktı zincirleme kaza oldu. Az daha ölüyordu. Sokaklar desen balgam tarlası basmamak için cambazlık yapıyoruz.

Bosna’da kimse kimsenin yaşam biçime karışmaz, din adamları hoşgörülü bir şekilde mensubu oldukları dine davet eder.  Kimse kimseyi ne içki içmeye ne de namaz kılmaya zorlar ?

Bizde ise herkes bir başkasını kendisi gibi düşünmeye, kendisi gibi yaşamaya, kendi dinine zorlar. Geçmeyene ve uymayana dayak atar, öldürür, otobüste tekmeler.

Bosna’d, a silahlı eylemler terör eylemi olarak kabul edilir.  Kimse devlet yöneticilerini ve iktidardaki partiyi eleştiriyor diye tutuklanmaz baskı yapılmaz. Herkes kendi düşüncesini ifade etmekte özgürdür.

Bizde ise sıkarsa ifade et.  Hakaret ettin diye hapse girersin.

Yukarıda yazılanlarda abartı yoktur. Aynan anlattığımız gibidir.  Buradan görünen o ki bu Avrupa Birliği Atatürk’ün yaşadığı zamanda kurulsaydı biz hiç girmeye uğraşmazdık. Gelip kendileri davet ederdi. Şimdi ise yukarıda yazdıklarımızdan dolayı girmemiz çok zor.

Kalın sağlıcakla..