15 Temmuz Darbe girişimi sonrasında ülkemizde olağan üstü durumlar oluyor. Zaten darbe girişiminden 5 gün sonra da 3 aylığına Olağan Üstü Hal (OHAL) ilan edildi.
24 Temmuz’da CHP’nin mitingi ve AKP’den katılım jesti, 7 Ağustos’ta AKP’nin mitingi ve CHP ile MHP’den katılım jesti bizlere siyasilerin kavgasız hallerini ne kadar özlediğimizi gösterdi.
Bazı sanatçılar 7 Ağustos Demokrasi ve Şehitler Mitingi’ni şov olarak nitelendirdi. Sonra bu sanatçılara belli kesimler tarafından sosyal medyada linç kapmayası başlatıldı. Kırklareli Belediye Başkanı da sosyal medyada linç kampanyasına uğrayan sanatçıya sahip çıktı. Bu defa bazı kesimler bu sanatçı buraya giremez demeye başladı. Bu sanatçının 7 Ağustos’la ilgili olarak sarf ettiği ŞOV açıklamasına katılmıyoruz. Ancak bu bize sanatçıyı düşüncesini açıkladı diye sosyal medyada linç etme hakkını vermez. Ekmeği ile oynama hakkını hiç vermez. O zaman kötü dediklerimizden bir farkımız kalmaz.
İşte burada samimiyetsizlik ortaya çıkıyor. Sen demokrasiye sahip çıkmak için 28 gün meydanlarda bekleyeceksin. Sonra demokratik hak olan görüşünü belirtene adeta yaşama hakkı tanımayacaksın. Nerde bunun demokrasisi. Demek ki sen kendine demokratsın.
O sanatçının görüşüne katılmayabilirsin. Konsere geldiği zamanda “KONSERİNE KATILMIYORUZ “ diyerek protesto de edebilirsin. Bunlar demokrasi içinde kişinin kendi düşüncesini ifade etme hakkıdır. Ama “O SANATÇI BURAYA GİREMEZ” demenin hiçbir demokrasi de yeri yoktur.
Bu nedenle DEMOKRASİ kelimesini ağzından düşürmeyenler, bir gün önce şeriatı savunup darbe girişiminin yaşandığı gece demokrasiyi savunmaya başlayanlar, gerçekten ülkesini seviyorsa “DEMOKRASİ İSTEĞİNDE SAMİMİ OLMALI”, sadece kendisine değil rakibi için bile demokrasiyi istemeli.
Demokrasi isteğinde samimi olunmalı diyerek yaklaşan 30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI’nı ve 1 EYLÜL DÜNYA BARIŞI GÜNÜ’nü şimdiden kutluyoruz.
Kalın sağlıcakla diyoruz.