KÖPRÜYE, BARAJA, HAVAALANINA KARŞI ÇIKANLARIN OYU BİR İSE BENİMKİSİ BİN SAYILMALI. -

Bayramdan önce bu mevzu yine gündeme geldi. Bir dangalak “Benim oyumla bir köylünün oyu nasıl bir olur” demiş.

Geçmişte de bu çok konuşulmuştu. Kendilerini bu milletten üstün gören beyinsizler arada bir benzeri laf ediyorlar. Bir zamanlar mankenin biriside aynı lafı etmişti. “Bir çobanla benim oyum nasıl bir olur?” demişti.

O zamanda demiştim ya yine söylüyorum. Elbette o bayanın oyuyla çobanın oyu bir olamaz. Ancak çobanın güttüklerinin oyu onunkiyle eşit olabilir. Çobanlar keçi veya koyun güderler. Koyun namuslu hayvandır. Avret yeri görünmez. Keçi ise edep yerini saklamaz. Bu mevzuda o bayanla tam da mukayese edilebilir. Öyleyse onun oyu keçinin oyuyla denk gelebilir. Ne diyeyim zavallı bayan aklı bacaklarda sanıyor. “Hangi çobanda benim gibi bacak var ki oyu da benimle denk olsun?” demek istiyor.

Şimdide bir ses sanatçısı çıkmış aynı şeyleri söylüyor. Yani iyi zırlıyorsun” diye senin ne üstünlüğün olabilir ki. Vallah, bizim köyde öyle eşekler var ki bir zırlandılar mı karşı dağları inim inim inletirler. Onların sesinin yanında seninki si ne ki?

Okuyucularım diyecekler ki “Yahu nasıl konuşuyorsun? Çok anormal laflar ediyorsun.” Doğru söylüyorsunuz, haklısınız da muhataplarımız normal değiller ki. Bunlarla nasıl normal laf edersiniz ki? BENDE ŞİKAYETÇİYİM HAKİM BEY!

Mesela ben gidip onca zamanımı harcayıp sandık başına gidiyorum, oyumu kullanıyorum. Benim oyum bir adet sayılıyor. Kemal Kılıçdaroğlu da kullanıyor, onunkisi de benimkiyle eşit olarak, yani oda bir adet sayılıyor, hiç olur mu? Kılıçdaroğlu’nun oyu benimkiyle nasıl eşit olabilir? Eğer onun oyu bir sayılıyorsa, benim oyum “bin” sayılmalıdır. Neden mi?

Bakın, bu münakaşalar çıktığı günden beridir düşünüyorum. Hani şu Türk milletini küçük gören, halkımıza, köylümüze tepeden bakanlara var ya, onları hep inceledim. Üzerlerinde düşündüm. Her birisinin kocaman kocaman, kafaları var ama içlerinde beyin yok beyin. Mademki onlar oylarının değerini arıyorlar, o zaman bizde kendi oylarımızın değer ölçüsünü düşünelim ve savunalım. Şimdi soruyorum “Siz köprülere, barajlara, havaalanlarına, santrallara karşı çıkmadınız mı?”

Türkiye’nin her mega projesine karşı çıktınız. Bunlar bu ülkeye lazım değil mi? İstanbul boğazındaki köprüler olmasaydı Edirneyle Erzurumun, Trakyayla Anadolunun ulaşımını, irtibatını nasıl sağlayacaktınız. Bu kadar basit bir olayı bile anlamayan bir şahsın akılsızlığı isbat edilmiş demektir. Bu kadar akılsız bir kişinin oyu benimkiyle nasıl eşit sayılır?.

İtirazım var hakim beyyy! Bu beyinsizlerle aynı seviyede sayılmak benim onuruma dokunuyor, itiraz ediyorum.

Son itiraz  “Gazi Osman Bey”  köprüsüneydi.

Hani bunların her güzel projeye bir itiraz gerekçeleri olur ya (İsme de bak, Gazi Osman Bey. Aslanım benim)  İlk köprüye “Zap suyunda köprü yok siz boğaza yapıyorsunuz diye itiraz etmişlerdi. Son “Yavuz Sultan Selim köprüsü içinse  (Adına kurban olayım)   “Çalılık, yeşillik” dedilerdi. Biz öküzüz ya yeşillikle kandıracaklar” Bayram öncesi açılan Gazi Osman Bey” köprüsü için “bakalım ne diyecekler?” diye takip ettim, itirazları şu oldu “Bunca şehit varken tören mi yapılırmış?” Kocaman manşetler attılar, çuval dolusu laf ettiler. Bu defaki itirazları açılış merasimineymiş. Ulan beyinsizler. Siz herkesi kendiniz mi zannettiniz. Açılış, dendiyse sizin gibi dansöz mü oynatıldı, şampanyamı patlatıldı. Dua edildi dua. Besmele çekildi, tekbir getirildi. Bundan şehitler memnun olur. Sadece siz kahrolursunuz. Saygılarımla