Yine böyle bir yaz günü ramazanıydı. Cuma gününün akşam üstüsün de bir İstanbul yolculuğum oldu…
Otobüsümüz Çorlu’da hafta sonu tatilcileriyle doldu, genellikle de yedek subaylardı. Ben bir arkadaşımla şoförün, hemen arkasındaki koltukları işkal ediyorduk. Koltuklardakilerden çok ayakta yolcu var. O zaman henüz otobüsler de sigara yasak değil. İçersi duman dolu. Ve biz oruçluyuz. Hava sıcak, şimdiki gibi. Kimsenin oruçluya sigara içmeyene saygı falan yok . Dedim ya ayakta ki yolcuların çoğu yedek subay ama sivil giyimli, Yani tahsilli gençler. O aradan biraz sükseli ve asrotik bir bayan bindi ön kapıdan. Gençler ona çok saygı gösterdiler, yani centilmenlik falan, anlarsınız ya. Ona hostes koltuğu verildi. Bu arada gençler sordular “Oruç var mı efendim?” “Yok , öyle şeylerle pek alakam yoktur.” “Bizde öyle hahahaha, hihhihhi!” Orucu küçümsediler, birazda alay ettiler. Ben burnumdan soluyorum. Dur bakalım , fırsat kolluyorum, derken Allah C.C bana o fırsatı verdi. Silivri’nin oralarda bir deniz sitesinde o bayan ineceğini söyleyince şoförümüz otobüsü sağa doğru aldı ve firen yaptı. Malum o yıllar yollar tek idi, henüz bölünmüş yol yok idi. Kapı yanındaki en centilmen genç kapıyı açıp bayana saygı göstermek için davrandığından acayip bir şey oldu. Otobüs firenle karışık sağa doğru yanaşırken abartılı bir saygıyla kapıyı açan kahramanımız öyle bir savruldu ki, otların ve dikenlerin içerisinde kaç defa yuvarlandığını anlayamadık. Bir çığlık bir gürültü, bir şamata. Gencimiz üzerindeki diken ve tozları silkeleyerek ayağa kalktı ve otobüse bindi. Bereket ki bir şey olmamış. İnenindi binen bindi, herkes “geçmiş olsun” dedi ve bir sakinlik oldu. İşte tam da benim istediğim atmosfer hasıl oldu. “Arkadaşım geçmiş olsun” “Sağol abi” “Bir şeyin yok değil mi, emin misin?” “Yok abi teşekkür ederim” “Bak kardeşim deminden beridir sizi izliyorum. Biz oruçluyuz siz tutmuyorsunuz. Bu normaldir. İnsan tutamayabilir veya tutamayadabilir. Hatta inanmayadabilir ama tutanlara ve inananlara saygı göstermesi gerekir. Sakın şu kaza Allah C.C. bir ikazı bir cezan olmasın?” “Doğru söylüyorsun abi” “Yok yok doğru söylemiyorum ama sen öyle anla. Dünya da kendi dinini ve dindarını küçümseyen onunla alay eden başka bir topluluk yoktur.” Konuşmamı bütün otobüs dinledi, yolculuğun sonuna kadar da kimseden çıt çıkmadı. Benim ağzım konuşup dilim söylediği müddetçe dinim ve milletime söz söyletmem.
Gelelim başlığımıza. Ben şu laikçileri de dinlemeğe çalışıyorum. Adamların en çok kullandıkları kelime güya bizi laiklik birleştiriyormuş, din ise ayrıştırıyormuş. Yahu bundan daha saçma bir laf olur mu ? Bizi birleştiren dinimizdir. Dinimizden gelen kültürümüzdür. Bakın yeminle söylüyorum.
Eğer laiklik gerçekten bizi birleştirseydi Vallahide billahi de siz laiklik düşmanı olurdunuz. Bizi dinimiz camilerimiz, dinimizden gelen kültürümüz birleştirdiği için siz din düşmanısınız. İşte ramazan, işte iftarlar, teravihler, fakirlere dağıtılan erzak kolileri. Bunlar bizi birleştirmiyor mu?
Saygılarımla