EMPERYALİZMİN İTLERİ DURDURAMAZ TÜRKLERİ -

Arkadaşlar, komşular, sevgili milletim, duydunuz mu, okudunuz mu, televizyonlarda izlediniz mi? Türkiye 2016 yılının çeyreğinde yüzde dört nokta sekiz (%4,8) büyümüş.

Bu haber beni çok sevindirdi. Ya sizi, sizlerde sevindiniz mi? Her şeye rağmen Türk ekonomisi büyüyor. Sanayimiz büyüyor. Türkiye büyüyor.

 Şimdi bu satırları okuyanlardan bazıları “Ama şeyyy, falanda filanda” diye bir takım olumsuz mırıltılar ve hırıltılar çıkaracak. Onlar zaten bu ülkede her zaman ve hep olumsuzluklar görmek istiyorlar.

 Türkiye’ye huzur gelirse onlar huzursuz oluyor. Türkiye büyüdü derseniz onlar çok üzülüyor. Zaman zaman söylerim, bir arkadaşın yazıhanesinde birisiyle karşılaşmıştım. Sözüm ona çok aydın, çok ilerici, çok çağdaş birisiydi, onlar kendilerini böyle tarif ediyorlar (bana göre ise taş kafalılar)  demişti ki; “Türkiye üç aya varmaz batacak. Ekonomisi iflas edecek”. Ben “nereden biliyorsun” diye itiraz ettiğimde daha da sinirlenerek “Üç ay sonra görürsün” dedi. Bende “Üç ay değil mi bekleyelim görelim” dedim. O günden beridir üç yılı geçti Türkiye batmadı tam tersine az veya çok hep büyümeye devam ediyor.

Ha bak onlar öyle istiyorlar, Türkiye’nin batmasını, bitmesini istiyorlar. Zaten insan neyi arzu ederse inanç ve ümitleri de o yönde olur. Mesela şu hazine hastalarına bir bakın, her taşın altında, gömü olduğuna inanırlar neden? Çünkü öyle olmasını istiyorlar da ondan. Evet Türkiye büyüyor, büyüyor ama bunu bütün engellemelere rağmen yapıyor. İçimizde ve dışımızda o kadar çok engelleyenler var ki. Onlara rağmen ekonomimiz büyüyor. Ha bu yeter mi? Bence yetmez. %4,800 az bir büyümedir. Lakin her şey o kadar olumsuz ki. Her tarafımız ateş çemberiyle çevrili. Bana göre Irak’ta ki kargaşada Suriye’de ki iç savaşta esasen Türkiye’yi durdurmak için çıkarıldı.

1976 senesinde Hac için Suudi Arabistan’a gitmiştim. Milli duyguların gereği piyasayı da kısmen araştırmıştım. Baktım ki yeşil üzümün fiyatı bizim on katımız ve daha kalitesiz. Dönünce bir ihracatçı arkadaşa söyledim. (Aramızda öyle acayip engeller var ki. Birkaç yıl önce üç yüz sandık teşbih gönderdim parası bir yıl sonra geldi. Arabistan’dan ABD’ye oradan Avrupa’ya daha sonra da Türkiye’ye geliyor) dedi. Rahmetli Özal Cidde’ye Ziraat Bankası’nın bir şubesini açarak bu engeli aşmıştı, başına nelerin geldiğini biliyorsunuz. Bunlar bürokratik engellerdi. Birde fiziki engeller vardı. Mesela bizim karayoluyla Hacca giden otobüslerimiz ve de mal taşıyan tırlarımız uzun zaman Irak üzerinden yani yolu iki kat uzatarak körfez ülkelerine ulaşıyorlardı. Neden? Çünkü arada ESED diye bir haydut vardı, yani Suriye vardı. Emperyalistler Suriye’yi Türkiye önüne engel olsun diye düzenlemişler. Şimdi de Irak, geçmişte de Ermenistan’ın olduğu gibi.

Uzatmayalım dünya haydutlarının işi gücü bu coğrafyada Türkiye’yle uğraşmaktır. PKK onun için vardır. İrili ufaklı içimizdeki bir sürü terör örgütü onun için vardır. Şehirlerimiz de hendekler kazılıyorsa, bombalar patlıyorsa bunların hepsi Türk ekonomisini durdurabilmek için yapılıyor. Eğer içimizden bir haini kanunlarımız cezalandırdığında bütün sömürgeciler ayağa kalkıyorsa maksatları sadece Türkiye’yi durdurabilmektir. Utanmadan, sıkılmadan Avrupa ilerleme raporuna “Türkiye’nin Mega projelerinden rahatsızız” yazabiliyorlar. Yani bizim boğazlara köprüler, altından tüneller, en büyük havaalanları yapmamız onları rahatsız ediyormuş. Sahi muhalefet partililerimizde bunlara karşı çıkmıştı değil mi? Eğer şu içimizdeki ve dışımızdaki engellemeler olmasaydı Türkiye %4,800 değil %10 büyürdü. Her şeye rağmen itler ürüyor, kervan yürüyor. Emperyalizmin itleri durduramıyorlar Türkiye’yi.

Saygılarımla