27 MAYIS 1960 YALAN, İFTİRA VE ZULMÜN DARBE GÜNÜ -

Merhum Alparslan Türkeş’le şöyle garip bir olay vardır. O günleri yaşayanlar bilir. Darbenin ilk bildirisini Türkeş okumuştu. 27 Mayıs sabahı o malum bildiriyi okuduktan sonra yanına bir manga asker alıyor, doğruca İstanbul Zeytinburnu’ndaki et ve balık kurumunun buzhanelerini basıyor. Oraları didik didik arıyor. Fakat aradıklarını bulamıyor. Dahası aradığıyla ilgili en küçük bir iz bile bulamıyor. Bulamayınca da elini beline dayayıp birkaç sinirli nefes aldıktan sonra “O… çocukları bizi kandırdılar.” Diye mırıldanıyor.

Peki Türkeş’i kimler, ne diye kandırmışlardı acaba? Hani şu malum Siyonist ve mason çeteler var ya ve de o çetelerden beslenen medyalar ve partiler var ya, işte o namussuzlar Demokrat Parti aleyhinde o kadar yalan ve iftira uyduruyorlar ki, en temiz duygulara sahip insanların bile kafasını karıştırıyorlardı. Bu alçakça ve şerefsizce iftiralardan birisi de “Demokrat Partililer üniversite talebelerini öldürüp öldürüp Zeytinburnu Et Balık Kurumu buzhanelerinde saklıyorlar ve de bu gençlerin etlerini kıymalara katıyorlar”  iftirasıydı

 Bu yalanları o kadar yoğun bir şekilde tekrar ediyorlar ki birçok insan inanıyor. Türkeş’te bu iddiaları suçüstü yapıp ifşa etmek için Et Balık Kurumu buzhanelerinde bizatihi arama yapıyor. Bir şey bulamayınca da “O… çocukları bizi kandırdılar.” Diyor.

Ben bunu geçmişte de yazmıştım. Bir arkadaşım bana sitem etti “Hiç Türkeş öyle şey yapar mı?” dedi. Çok geçmeden Türkeş’inde arkadaşı olan bir yazarda aynı şeyleri yazınca mahcup olmuştu. Ancak ben Alparslan Türkeş’in bu alçak mason ve solcuların iftiralarına inandığını sanmıyorum. O, sırf bu iftiraların açığa çıkıp tarihe not düşülmesi için bu baskını yaptığına inanıyorum. Yoksa Alparslan Türkeş onların ne o çocuğu olduklarını zaten biliyormuş. Darbe yıllarında Alparslan Türkeş’in şöyle de bir hatırası vardır. Yine bilenler bilir darbe günlerinde Türkeş Başbakanlık Başmüşaviriydi. Başbakanlığı fiilen Türkeş idare ediyordu. Bir gün İçişleri Bakanlığına gidiyor. (Eski Dahiliye Bakanlığı) orada bir de ne görsün bir odaya yabancılar girip çıkıyor. Oradakilere soruyor “Bunlarda kimdir?” Cevap “Amerikalı dostlarımız. Bizden bakanlıkta bir oda istediler, orasını kendilerine tahsis ettik” Türkeş adeta çıldırıyor “Bu ne demek? Biz sömürge miyiz? Derhal bunları buradan kovacaksınız.” Dediği yapılıyor. Amerikalılar’ ı İçişleri bakanlığımızdan kovuyorlar ama sonunda da Türkeş’te Türkiye’den kovuluyor. Hindistan’a sürgün ediliyor. Hani duyarsınız, solcular 27 Mayıs darbesini çok severler ya, neden? Çünkü baştan aşağıya arkasında Amerika vardır da ondan.

 Zaten “Siyonist, mason” demek “Amerika” demektir. Bu darbenin malzemesi “Yalan, iftira, fitnelik” idi. Sonu da “Talan ve zulüm oldu.” Yalancı ve iftiracılara göre Demokrat Partililer üniversiteli gençleri “Öldürüp öldürüp asfalt altlarına gömdüler, kimisini taş bağlayıp boğaza attılar, kimisini kıymaya kattılar. Fatih Rüştü Zorlu’nun altın kaportalı otomobilleri var. Yaptığı her işten yüzde on komisyon alıyor. Menderes on iki uçak dolusu altınla kaçarken yakalandılar.” Bu alçakça yalanları, iftiraları yaydılar. Gazetelerinde bastılar. Zavallı Demokrat partililerin ağızlarına kilit vurdular da hiçbirisine cevap bile veremediler. Söylediklerinin hepsi de yalan çıktı, ama adamları astılar, susturdular. Şimdi de aynısını yapmaya çalışıyorlar.

 Ulan namussuzlar, ulan şerefsizler, ulan iftiracılar, fitneciler, önce Demokrat Partililere attığınız iftiraları ispatlayın da şimdiki yalanlarınıza inanlım.

Saygılarımla