İHANETİ CEHALETİNDEN OLANLAR VE 28 ŞUBAT -

Ben hiçbir askerimizin ihanet içerisinde olabileceğine inanmıyorum. Harbiye eğitimi almış bir kişinin ihanet içerisinde olması mümkün değildir. Fakat sivil hayat içerisindeki entrikalara o kadar açık oluyorlar ki. Onların kışla ve harbiye de alışa geldiği mertlik ve savaş eğitimi, fitnelik, entrika, kumpas ve belden aşağı vurmaları asla akıl erdirememeleri yüzünden çok oyuna geliyorlar çook.

Masonların oyununa gelip Sultan Abdül Aziz’i tahtan indirmeleri ve Türkiye’yi doksan üç harbine sokmaları ve büyük yenilgi.

Yine Otuz Bir Mart Olayıyla ikinci Abdülhamit’i devirip Türkiye’yi önce balkan sonra birinci dünya harbine sokarak Osmanlıyı bitirmeleri, hep subaylarımızın ne kadar kolay aldattıklarını ne kadar çabuk fitnenin tuzağına düştüklerini gösterir.

 Bence, Abdülaziz ve Abdülhamid’in tahttan indirmeleriyle ve de gerek doksan üç harbi dediğimiz 1879 Türk- Rus harbinin ve 1912 Balkan harbinin, 1914 Birinci Dünya Savaşı’nın perde arkası “Entrikalar, fitnelikler” kısmı, harbiye de “En önemli ders” olarak okutulmalıdır.

Yirminci asrın başlarında bir “Resneli Niyazi” olayı vardır. Bu herif bir yüzbaşıdır. Çok vatanperver olduğu için vatanı kurtarmak maksadıyla taburuyla beraber Balkanlarda dağa çıkmıştır. Sonunda maksadı hasıl olmuş Abdülhamid darbeyle indirilmiş ve devlete dokuz sene içerisinde çöküp gitmiştir.

 Ne oldu?  Resneli Niyazi gibi bir sürü beyinsiz yüzünden devletin düzeni bozulmuş düşmanlarımızda bu kaotik durumu değerlendirerek üzerimize çullanmışlardır. Niyazi’ye gelince yaptıklarının karşılığını almak için İstanbul’a gelmeye çalışırken yolda kurşunlanmış “Ne şehit oldu, ne gazi, pisipisine gitti Niyazi” sözü bundan bize mirastır.

 Birçok aymaz subayımız aymamışlar, Cumhuriyet tarihinde de benzeri oyunlara gelmişlerdir. 1960, 27 Mayıs darbesi böyledir. Ne zaman Menderes’in,  o iki subayın arasındaki resmi görsem “Haydutların arasına düşmüş bir vatanperver” görürüm.

1960’daki Genel Kurmay başkanımız aynı zamanda İstiklal Harbi gazisiydi. Onu tekmeleyerek götüren subaylarda yine Kore  Kahramanı.  Tahsin Yazıcı’yı ki oda demokrat partime pusuydu onu da tekmeleyerek götüren subaylar benim nezdimde haydutturlar.  28 Şubatta yine tarihimizde kara bir gündür.

Masonların, Siyonistlerin, fitne ve fesadına kanmış bazı subaylarımızın kendi milletine savaş açmış bir durumdur. Sık sık televizyon ekranlarına çıkarak bu milletin seçtiklerine ve milletin inançlarına hakaretler yağdırmalarını asla unutmadık. Bu defa ülkeyi yıkamadılar ama batırdılar. Güya vatanı kurtardılar. Beyinsiz herifler geçmişimizden ders alsanıza. Siz vatanı sınırlarda kurtarmak için varsınız.

Saygılarımla