İŞTE DENİZ BAYKAL, İŞTE DEVLET ADAMLIĞI FARKI -1 -

Deniz Baykal’ın CNN Türk’te ki mülakatını kısmen de olsa izledim. İzleyemediğim bölümlerini de diğer kanallardan tamamladım. Deniz Baykal o akşam tam bir vatanperverlik çizgisi sergiledi.

Gerek CNN Türk’te ki gazetecilere gerekse ve özellikle de şu anda ki CHP yöneticilerine “Devlet adamlığı nasıl olurmuş” onun örneğini verdi. Hem de Siyonist bir kanalda, hem de emperyalizmin Türkiye’de ki odağında. Mülakatın modülatörü Ahmet Hakan, Baykal konuşurken renkten renge giriyordu. Sopa yemiş hırsız gibiydi. Deniz Baykal “CHP iyi idare edilmiyor, CHP, HDP’leşiyor” diyor. “Milli meselelerde devletin yanında olmak lazım diyor.”

Türkiye, Suriye meselesinde haklıdır, Halep, Sunni bir şehirdir” diyor. Beni sürekli okuyanlar bilir. Bu sütunlarda zaman zaman Deniz Baykal’ın vatanperverliğini övmüşümdür. Sık sıkta yazdığım, onunla ilgili emperyalizmin ajanlarının kaset komplosunu da hazırlamasına sebep olan şu konuşmasını da asla unutmadım. Sizde unutmayın. Deniz Baykal demişti ki “Yabancı bir ülke (İsrail) Türkiye’den bir şey isteyip de olamadığında Türkiye’de ki bir takım medya (Doğan Medyası) vermeyen hükümetler aleyhinde kampanya başlatıyor. Bu ne demek oluyor? Diyeceksiniz ki bu bir komplo teorisidir. Maalesef bu coğrafyada her şey komplodur. İran’da ki Musaddık olayı komplo değil miydi? Bizdeki Şeyh Sait isyanı komplo değil miydi?...) Deniz Baykal’ın konuşması böylece uzayıp gidiyordu. Bu konuşmayı CHP Genel Başkanı olduğu yıllarda bir Salı günü grup toplantısında yapmıştı.“Musaddık İran’da başbakan iken petrolleri millileştirdiği için İngiliz ajanları tarafından devrilip idam edilmişti.

Neden? Çünkü petrolü İran halkının menfaatlerine kazandırdığı için. Ajanlar, komplocular işte öyle bir şeydir. Bizdeki darbelerde, siyasi idamlarda, namuslu ve çalışkan idarecilere atılan iftiralarda böyle ajanların komplolarıdır her zaman. Deniz Baykal’da diyor ya “Bu coğrafya da her şey komplodur.” diye. Yabancı ajanlar bu komploları uygulayabilmek için yerli iş birlikçileri kullanırlar. Hani hep çatlak sesler çıkarıyor ya. Hani aydın maskeli karanlık adamlar konuşuyor ya. Hani Türk devletine durmadan barış çağrısı yaparken eli kanlı alçak PKK’lılara tek laf etmiyorlar ya. Hani bu ülkeyi bölmek isteyenler, ellerine silah bomba alıp her tarafı tahrip edenlere tek söz etmeyenler.

Türk devletine sözlü, yazılı veya mitingli şekilde saldırıp duranlar var ya onlar olmasa bize hangi düşman komplo kurabilir? Hangi düşman bize zarar verebilir?

Bizim hemen güneyimizde bir devlet var adı Suriye. Suriye’yle dokuz yüz kilometre sınırımız var. Birkaç milyon soydaşımız, yirmi iki milyonda dindaşımız var. Oraya İran gelmiş. Sınırı yok üç bin kilometre öteden gelip yerleşmiş. Rusya gelmiş, ne sınırları var, ne dindaşları, ne de soydaşları nede sınırları var. Gelmişlerde, bizdeki Kılıçdaroğlu gibiler İran’a Rusya’ya tek laf etmiyorlar. Varsa yoksa “Türkiye’nin orada ne işi var?”

Yahu orada ölen her müslümanın kanı bizim üzerimize sıçrıyor. Patlayan her alçak bomba üç orasını yakıyorsa birde bizi yakıyor. Komşuda yangın olursa ilk koşan biz olmalıyız. Çünkü bugün orası yanarsa yarın bizim evde yanar. Deniz Baykal devlet adamlığını gösterdi.

(Biz bu yazıya devam edelim.)