ABD’li Misafir Biden ve Önünde yılışanlar -

Geçen hafta Amerikan başkan yardımcısı yani ABD’nin ikinci adamı BİDEN, bizdeki söyleniş şekliyle “Baydın ” Türkiye’deydi. Bir takım resmi görüşmeler yaptı. Başbakanımızla, cumhurbaşkanımızla falan görüştü. Kapalı kapılar ardında da neler görüştüler bilmiyoruz. İki bağımsız devletin idarecilerinin görüşmeleri gayet normaldir. Biden’in gerek başbaklanla gerekse cumhurbaşkanıyla basın toplantıları nazikane münakaşa şeklinde geçti.

Biden, öteden beri buradaki ABD elçilerinin de sergilediği bir tutumu aynen tekrar etti. Oda bizim ülkemize zarar veren haşeratı savunma gayretleridir. Türkiye’nin baş belası ne kadar solcu, bölücü, yıkıcı, yakıcı mikrop varsa ABD’li herif ya onlara direk, ya da onları savunanları endirek şeklinde savundu.

Mesela Biden’a göre güney doğumuzda bazı şehirlerimizi tahrip eden, sokaklarına hendekler kazan, barikatlar kuran, okulları camileri yakan asker, polis, sivil vatandaşlarımızı katleden hainleri savunan akademisyen bozuntularının yaptığı fikir hürriyetiymiş. Oysa Amerika’da ikiz kuleleri uçakla yıkanların devlet görevlileri olduğunu söyleyenleri görevden alınıp hapse atılmaları hiç de fikir hürriyeti sayılmadı. Bizatihi Biden onları, cezalandırmalarını isteyenlerin başında gelir ki bu hususta içeriye atılanların sayıları yetmiş beş kadardır. Bizde kendisine sormak isterdik “acaba Amerika’nın herhangi bir şehrinde birileri hendek kazsa, askari polisi kurşunlasa, kiliseleri okulları yaksa, sivilleri öldürse, Amerikan devleti ne yapar?”

Ben söyleyeyim bir saniye bile tereddüt etmez topunu imha eder, savunanları dahi yok ederdi. Peki, biz ne yapıyoruz? Gelelim Biden’in önünde sıraya dizilenlere. Bir takım gazeteci, yazarçizer aydın bozuntusu grupla toplantı yaptı. Bu toplantıyı kim organize ettiyse hep Amerikan emperyalizmine hizmet edecek tinette özellikle solcu eski sicilli komünistlerden seçilmişler. Genel sıfatları Erdoğan ve bu hükümete muhalefet eden tipler. “Ne olur bizi Erdoğan’dan  kurtarın!” havasındaki müptezeller.  

Erdoğan’dan kurtulmak uğruna adamın önünde kırk takla atıyorlar. Hele birisi tivit atmış “Bana ismimle hitap etti” diyor. Yahu “hangi sahip itinin ensesini okşamaz ki”

Bu ülkenin son bir buçuk asırlık tarihini inceleyiniz, göreceksiniz ki ülkemiz ve milletimizle derdi olanlar, her zaman bu tip uşakları bulmuşlar, kullanmışlar ve bu ülkeden alacaklarını bu satılık kalemler ve vicdanlar sayesinde almışlardır. Amerika güya bizim dostumuz müttefikimizdir. Lakin onların dostluk ve müttefiklik anlayışı “emirlerine boyun eğmek, mutlak surette Amerikan menfaatlerine hizmet etmek” şeklindedir. BİZİM kendimize ait fikrimiz, planımız, menfaatimiz olmayacak. Son zamanlarda Türkiye’nin güçlenipte birazcık “fikir ve plan” beyan etmesi bunları çıldırtıyor. Nasıl etsem de “zayıflatsam, kolunu, bacağını büksem itaat ettirebilsem” derdine düşüyorlar.

Böyle zamanlarda içimizdeki “uşak ve satılmış” devşirmeğe başlıyorlar, bunu hep yapıyorlar, şimdi olduğu gibi. Toplantılarına hükümeti destekleyen hiçbir gazeteciyi çağırmadılar, ilginç değil mi? Hani siz Amerikan düşmanıydınız? Hani siz komünisttiniz? Hani siz antiemperyalisttiniz. Elli seneden beridir sizi incelerim siz tam bir emperyalizm uşağısınız. Bu milletinde başının belasısınız vesselam. Saygılarımla.