Murat Mahir Altan; “SAHTE GÜLÜŞLER DEĞİL, SAMİMİYET KAZANACAK”
Trakya'da sandık kurulu başkanlarına eğitim verildi
Seçim günü alkol yasak, eğlence mekânları kapalı
Ahmet Etem Oruç; “Çocuk bakım ve kreş projesi hemen uygulanacak”
Bu yazı 06 Kasım 2015, Cuma 09:17:45 tarihinde eklendi. 574 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

BİZ CAHİLİZ, ONUN İÇİN CHP’YE OY VERMEDİK -

BİZ CAHİLİZ, ONUN İÇİN CHP’YE OY VERMEDİK

     Seçim sonuçları yine şaşırttı. Türk milletini bir türlü anlayamayanlar, her zaman millete tepeden bakanlar yine şaşırdılar. Yine aptallaştılar, yine hakaretler yağdırdılar. Gözcü Gazetesi yazarı Bekir Coşkun’a göre Ak Parti’ye oy verenler “İnek sürüleri” diğerlerine göre de “Cahiller”. Bu hakaretleri okurken kendi kendimi şöyle yokluyorum. “Sahi, acaba ben cahil miyim?” Şimdiye kadar CHP’ye hiç oy vermediğime göre, sahiden cahil olabilirim. Eğer cahilliğin ölçüsü CHP’ye oy vermekle ölçülüyorsa, tamam ben cahilin tekiyim. Cahilliğimin başka bir ölçüsü de “Ben alkol kokteylinin nasıl hazırlanacağını da bilmiyorum”. Herhalde cahilliğimin en büyük delili de bu olsa gerek. Hem içki kokteylinin nasıl hazırlandığını bilme, hem de CHP’ye oy verme, bundan ala cahillik mi olur? Sonra hangi Anadolu şehrinin sokak aralarında “Bu kadar meyhane, bu kadar pavyon, bu kadar batakhane” var ki?

    CHP’nin oylarının arttığı birkaç ilden, birisi de Kırklareli olmuş. Yine oy oranı bakımından da Edirne’den sonra ikinci olmuşuz. Ne büyük şeref, değil mi? Eh nede olsa biz “İlerici, aydın, çağdaş” Avrupalı insanlarız. Anadolular gibi “Çağdışı, cahiller” değiliz, değil mi ya? İçki masasına oturduğumuzda alleme kesiliriz. Bizden fazla bilen olmaz. Onun içinde burnumuz yerden kalkmaz. Gidin, gezin, görün Anadolu’yu, fert başına gelirleri bizim çeyreğimiz kadar bile olmayan şehirler cennet gibi olmuşlar.

Sokaklarımızda en son model, en pahalı otomobiller dolaşıyor ama şehir sanki ortaçağ kasabası gibi, neden? Eh çünkü biz ilericiyiz, çağdaşız.!

     Ulan nasıl çağdaşlık nasıl ilericilik bu?

Ne dersin, köprüye, santrale, hava alanına hızlı trene karşı çıkanlardan bu kadar çağdaş, bu kadar ilerici olur.

CUMHURBAŞKANIMIZIN DAVETLİSİYDİM.

Geçen hafta Cumhuriyet Bayramıydı “Kutlu olsun”. Bizde bu bayramı yerinde kutladık. Malumunuz Cumhurbaşkanımız öncekilere hiç benzemiyor. Saray’a halkı da davet ediyor, kutlamaları halkla beraber yapıyor. Bu Cumhuriyet Bayramında da 28 Ekim günü halkı davet etti. İlimizden beş kişiden biride bendim. Gittik, gördük. Bayramlaştık. Saray Camiinde namazda kıldık. Bunu özellikle söylüyorum. Cumhurbaşkanlığı sarayının camii olması ne kadar manidar? Çok şükür bu ülke bunu da gördü. Ziyaret bir resepsiyon şeklindeydi. Yani ayakta ve yüksekçe masalarda kuruyemiş ve pasta vari yiyecekler, alkolsüz içecekler vardı. Yani halk tipi. Yani Anadolu kültür ve inancına uygundu. Ara sıra kenarlarda koltuklar vardı, yorulanlar oturdular. Cumhurbaşkanımız masalarda dolaştı ve misafirleriyle tokalaştı, mütevazi bir şekilde. Saray çok güzeldi, ama o kadar lüks değildi. Hani Hülya Avşar demişti ya “Benim evim daha lüks” diye işte öyle. Böyle bir Cumhurbaşkanlığı Sarayı bu ülkeye lazım idi. Sebep olanlara teşekkür ederiz. Zaten ne kadar lazım olduğu, her iyi şeye karşı çıkanlardan bellidir. Sahi “Altın klozet” falan görmedim. Sadece dış avluda bazı sarı madenler vardı. Onlarda “Altın”mıydı bilemem.

 

Saygılarımla

Yazdır Paylaş
Diğer Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek