ALEVİLER PKK’YA KAN KARDEŞİ YAPILMAK İSTENİYOR -

Bu ülkenin her vatandaşı gibi Ankara’daki patlama bizi de üzdü. Yine herkes gibi “Kim yapmış olabilir?” sorusu beynimizi meşgul edip duruyor. Demirtaş’a göre “Bu işi Tayyip Erdoğan yapmış” yani Türk devleti yapmış. Sol çevrelerde aynı şeyi düşünüyorlar. Ağzını açan “Tayyip” deyip başkada bir şey demiyorlar. Bir terör uzmanı diyor ki “Büyük bir terör hadisesi olduğunda ilk konuşulanları iyi takip edin, failler bunların arasındadır. Birçokları da “Bu işten nasıl istifade ederim” derdindeler. Ben bunları “Kaza yapan arabalardan eşya çalan” hırsızlara benzetiyorum. “Acaba hangi tarafta dursam, hangi lafları söylesem de bir kasımdaki seçimde daha fazla oy alsam?” Demirtaş ise devleti suçlamak, “Kendisine inananları bu ülkeye ve devlete nasıl daha çok düşman yaparım” gayretiyle konuşuyor.

Hani her zaman söylenir ya “Herhangi bir terör hadisesinden en çok kim yaralanıyorsa, arkasında onları aramalıdır.” Bu bir “Kaide-i Külliye”dir. Seçimlere iki gün kala Diyarbakır mitinginde patlayan bomba PKK’ya dört puan kazandırmış. Bunu kamuoyu araştırmacıları söylüyor.

Eh, 7 Haziran seçimlerinde denenmiş ve de çok verimli netice alınmış bir proje, önümüzdeki seçimler için neden uygulanmasın? Zaten PKK’lıların partisinin genel başkanı da tam da prosedür ve projelere uygun konuşuyor.

Devleti suçluyor, Tayyip Erdoğan’ı suçluyor, MİT’i suçluyor. Yani Türk devletinin ve cumhurbaşkanının aklı fikri yokta tam da seçim öncesi “Sen oy kazanasın” diye böyle bir eylem planlayacak. Derdi yoktu da kendi başına yeni yeni dertler açacak. Şunu kimse unutmasın ki; her terör eyleminden en çok siyasi iktidarlar zarar görür. Burada CHP ve MHP’nin seçim hükümetinde görev almamalarında haklı oldukları anlaşıldı. Öyle ya, şimdi hükümet ortağı olsalardı, bir sürü dert. “Kim yaptı, neden yaptı, nasıl yaptı?” Muhalefette olup da “Uzaktan suçlamanın zevkini yaşamak” dururken,  ne diye dertsiz başını derde sokacaksın. Varsın kim uğraşırsa uğraşsın. Mutlaka bu yangını bir söndüren “Sözüm ona ahmak!” bulunur. Sen sadece uzaktan “Yapamadın, beceremedin, başaramadın” diye ahkam kes. Hiçbir sorumluluk alma. Sonra da “En vatanperver, en milliyetçi” nutukları at. Herhalde bunları da yutanlar olacaktır, değil mi ya.

BAŞLIĞA DÖNELİM.

Ülkemiz aleyhinde çok denklemli melun planlar yapılıyor. Bu sütunlarda sürekli yazıyorum. Gezi olaylarında yedi gencimiz öldü hepsi de Alevi kökenliydi. Bu nasıl tesadüf? Suruç’ta bomba patladı. Yine çoğunluk Alevi kökenliler öldü. Son Ankara patlamalarında yine öyle. Bu tesadüfleri kim rastlatıyor? Suruç ve Ankara olayları PKK’ya destek mahiyetindeki toplantılardı. Galiba PKK’nın bu ülkeyi yıkmaya gücü yetmeyince yeni odakları harekete geçiriyorlar. Yani PKK’nın kuyruğuna Alevi kardeşlerimizi de monte ediyorlar. Herkes uyanık olmalıdır. Polisin hatası olabilir mi? Miting yerinden üç kilometre uzakta patlayan bombayı nasıl fark edebilirsiniz? Üstelikte bu vatandaşlarımız polisi hiç sevmiyorlar, arama yaptırmıyorlar. Yakaladıklarında linç etmeye çalışıyorlar. Nitekim de patlamadan sonra yaralıları almak için gelen “Ambulanslara yol açmaya çalışan polislere nasıl saldırdıklarına” şahit olduk. Oysa, o yaralılar kendi kardeşleriniz idi. Kurtarmaya gelenleri sopalamak, taşlamak hangi husumetin sonucudur?

Bunları bu ülkeye, bu kadar düşman eden duygu ve düşünceler nerden ve kimden beslendi acaba? 

Dedim ya “Alevi vatandaşlarımız PKK’lılaştırılmak” isteniyor. Dikkat.

Saygılarımla