Bulgaristan’a giden otobüs devrildi; 11 kişi yaralandı
Vatandaşlardan Ak Partiye Teşekkür
Köprü ayağına çarptı-1 Yaralı
Alevi-Bektaşi camiasının acı günü
Bu yazı 09 Ekim 2015, Cuma 09:21:33 tarihinde eklendi. 745 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

DİYANET REİSİNİ DİNLERKEN… (2) - Ahmet Bostancı

DİYANET REİSİNİ DİNLERKEN…        (2)

     Başkan, Sırbistan’da bir konferansta bulunuyor. Konuşma sırasını beklerken, Katolik bir din adamı yanına gelerek şunları söylüyor.

-“Bizler asırlarca Osmanlı idaresi altında huzurla yaşadık. Osmanlı bize baskı yapmadı. Padişah fermanına gerek olmadan, vali emri ile dahi isteseniz bizi yok edebilirdiniz. Ne kültürümüz, ne dinimiz, ne de dilimiz, hiçbir şeyimiz kalmazdı. Hatta Osmanlı diğer Hıristiyan mezhebine mensup olan Ortodoksları cesaretlendirse bizi yok ederlerdi. Ama yapmadı.” Deyip Osmanlının hakkını teslim etti. Bende kendisine:

-“ Bunları çıkıp şu kürsüden söyleyin dedim.” O ise: “Yapamam.” Dedi

Başkana terör konusu soruluyor. Şunları söylüyor:

      -“Ben G. doğuda talebeliğimde medresede okurken nüfus sayım memurları gelmişti. Ben Kürtçe bildiğim için, memur ile vatandaş arasında tercümanlık yaptım. Memur bana sor bakalım eşinin adı nedir.? Dediğinde, bende sordum. Vatandaş: Ben başka erkeklere eşimin adını söylemekten haya ederim. Demişti. G. Doğu halkı böyle hassastı. Devamla…

-“Peygamber(as)den sonra ortaya çıkan fitneler sırasıyla, Sıffin savaşı, Moğol istilası, Osmanlı’nın yıkılışı, Afganistan’ın işgali, Irak’ın işgali, Suriye’deki iç savaş ve diğer etkenler… bölgede yetiştirilen insan profilini değiştirdi. Karışıklıkların temelinde, dış güçlerin olduğu kadar insan yapısının da etkisi var. Kur’an şu anki fitne durumunu bize “ateş çukurunun kenarı”  (Al-i İmran:103) benzetmesi ile anlatıyor. İslam öncesi Medine’de yıllarca yok yere bir birlerini öldüren Evs ve Hazreç kabileleri İslam sayesinde kardeş oldular.  Birlikte devlet kurdular ve millet oldular. Güney doğu ve orta doğunun bu günkü hali “ateş çukurunun kenarı” diye tabir edilen hale benzemektedir. Kardeş kavgasının ortaya çıkmasında hepimizin ihmalleri var. Çözüm yolunun da İslam kardeşliği sayesinde olacağına işaret ediyor. Devamla, Bakın peygamber(as)imizin vefatından beş yıl sonra, beş yüz sahabe Diyarbakır ulu camide namaz kılıyorlar. Bu ilimizde yirmi sahabenin mezarı var. Sahabelerin, evliyaların yaşadığı bu mübarek topraklar nasıl bu hale geldi?. Hepimiz durup düşünmeliyiz. Bizim millet olarak “DİL” sorunumuz yok. Aslında “DIL” (GÖNÜL) sorunumuz var. Hakikati kaybettikten sonra aynı dili konuşsak ta fayda yok. Asıl olan gönül birliğidir. Farklı dili konuşup ta gayet iyi anlaşan toplumlar var. Aynı dili konuşsanız da gönül birliği  olmayınca anlaşmak mümkün olmaz.

     Başkan Diyanet teşkilatı hakkındaki sorulara şu cevabı veriyor. “Cumhuriyetin ilk kuruluşu zamanında, teşkilatın adı. “şer’iyye ve evkaf vekaleti” idi dolayısı ile halkın dini hizmetlerin yürümesi için kurdukları vakıflar ve diyanet aynı çatı altında idi. Diyanet persenolinin maaşları da devletin bütçesinden değil, vakıf gelirlerinden karşılanırdı. Bu gün bazılarının dediği gibi: “Bizim vergilerimizle namaz kıldırıyorlar” eleştirisi yoktu. Din hizmeti yapanlar kendilerini daha bağımsız hissediyordu. Zaman zaman diyanet teşkilatı da baskı altına alınmak istenmiş, 60’lı yıllarda bir tuğgenaral Diyanet işleri başkan yardımcısı olarak atanmış, eski başkanlardan merhum Ahmet Hamdi Akseki iki defa idamla yargılanmıştır. Onun için diyanet binasının yanındaki camiye O’nun ismini verdik.

       Bütün bunların yanında teşkilatımız, devletin, milletin ve dinin hassasiyetlerine karşı son derece duyarlı ve dikkatlidir. Camilere resmi daire gözüyle bakılmamalıdır. Camiiler Allah!ın evidir. İmamlar da memur değil, din gönüllüsüdür.

    Bu gün için diyanet bütçesinin %96 sı personel giderlerine gidiyor. Kalan kısmıda halkımızın diyanet vakfına bağışlarıdır. Bu bağışlarla; yurt içinde ve yurt dışında; camii, Kur’an kursu, ilahiyat fak, imam-hatip okulları, öğrenci yurtları yaparak gönül coğrafyasında hizmet ediyoruz. Felaket durumlarında ise nerede olmuşsa oradaki insanların yardımına koşuyoruz….  Bitti

                                                                                                    Ahmet BOSTANCI

 

 

Yazdır Paylaş
Diğer Ahmet Bostancı Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek