Bu paralelciler yıllarca önce Yaman Otel’in düğün salonunda bir toplantı yapmışlardı. Daha o zaman MOSSAD işbirliği de başlamamıştı. Anlayacağınız hazırlık ve kadrolaşma sürecindeydiler. Büyük bir ihtimalle mensupları da kime hizmet etmeye hazırlandıklarını bilmiyorlardı. Kendilerinin bu millete hizmet ettiklerini sanıyorlardı. O toplantıya bende katılmıştım. Konuşmacı çok güzel bir mevzuyu anlattı.
Mevzu Türkiye’de medyanın önemi. “Mevcut medyanın Mason, Siyonistlerin elinde olduğu, mutlaka medyanın millileşmesi gerektiğini, gayri milli televizyon ve gazetelerin kamuoyunu yanılttığını, milletin doğru ve vatan millet menfaatine haber ve yorumlarla ve programlarla doğru yönde öğretilmesi gerektiğini” anlattı.
Bir de misal verdi. Mason televizyonlarının birisinde yayınlanan bir haberden bahsetti. Haber şuydu; PKK’lılar Van’da bir takım eylemler yapmış. Bahsedilen televizyon PKK’nın bu eylemini haber olarak verirken olayı alabildiğine şişirmiş “Van’da dükkanlar kapatıldı, hayat durdu, kepenkler indi, ortalık savaş alanına döndü…” gibi bilgileri sıralarken, bir taraftan da arşivinden yakıp yıkma görüntüleriyle dehşetengiz bir savaş manzarası sunuyordu. Bu görüntülü haberi izleyen Van Valisi televizyonu arıyor ve soruyor “Yahu şu söyledikleriniz ve gösterdiklerinizin hiçbirisi Van’da olmadı. Siz bu haberleri nereden aldınız?” Cevap “Fransa’dan aldık efendim.”
Bu olayı böylece anlatan konuşmacı kendi gazeteleri “Zaman Gazetesi’nin ve yine kendi televizyonları Saman Yolu’nun bu yalanları çürüteceğini, ülkemizin huzuruna ve istikrarına hizmet edeceğini” ballandıra ballandıra anlatıyordu.
Bizde ağzımız bir karış konuşulanları dinliyorduk. “Adam ne kadar haklı” diye teyit ediyorduk.
Zaman geçti, zaman geldi, Tayyip Erdoğan Davos’ta Siyonist Yahudi’yle kavga yaptı. Siyonist’e sormadan milli istihbarata genel sekreter atadı.
Siyonist’in bazı arzuları da muhalefet etti. Onlarla konuşurken bazen de sesini yükseltti, işte o zaman, olanlar oldu. O güne kadar Siyonist’in uyuyan gizli hücreleri canlandı. Birçok yandan ve birçok yerden Tayyip Erdoğan’a saldırılar başladı. İftiralar, kumpaslar, tuzaklar bir biri ardından gelmeye başladı. Generallere, birçok iş adamına, hukukçuya, din ve devlet adamına kurulan tuzaklar MİT genel sekreterine ve de bizatihi Başbakan’a da kuruldu. Meğer adamlar tamamen MOSSAD emrinde çalışan bir teşkilat imiş.
Televizyonda dinledim, bir zat şu kumpasçı başı hukukçu Zekeriya Öz var ya, O’nu “Ankara Gandi Caddesi’ndeki İsrail Elçiliği’ne girip çıkarken gördüm.” diyor. Vay namussuz! Görüyor musun planlar nerede yapılıyor? Ben ülkemin düşmanlarının planlarını öğrenmek için bunların televizyonlarını da ara sıra izlerim. Şu anda maskelerini tamamen atmış durumdalar. Yaman Otel’de o arkadaşın anlattığı medyadan daha beter oldular. Ne zaman onların kanallarını açsam PKK’nın eylemlerini anlata anlata bitiremiyorlar. Hele şehit cenazelerinde ülkede bir isyan bir feryat sesi duyarlarsa artık yirmi dört saat onu gösteriyorlar. Eh ben bunu da normal buluyorum. Mademki PKK’nın arkasında İsrail var, bunlarında ipi onların elinde o zaman ne yapacaktı? Benim halen hazmedemediğim “Müslüman” görünümleridir. Saygılarımla…
Okuyucularımın Kurban Bayramı’nı tebrik eder, Aileleri ile birlikte mutlu bir bayram geçirmelerini Yüce Allah’tan temenni ederim.